31 Ekim 2010 Pazar

Sevdiğim Fincanlarım,Kupalarım Part 1

Fincanları,kupaları çok seviyorum. Bir ara ingiliz çay fincanlarına takmıştım, illaki benim de olmalıydılar. Derken kayınpederim İngiltere seyahati dönüşünde getiriverdi bi tane,yanında da pasta tabağı var,uçuk pembe mavi minik çiçekler var, şık bişi.Ama fotosunu çekmedim daha çekip ekleyeceğim. Neyse en sonunda kendim de gittim de bi fincan da be aldım. Onun dışında her görüğüm yerde bi tane alıyorum nerdeyse. Az bi kısmını ekliyorum buraya bakalım beğenecekmisiniz :)

Ortadaki eşimin bir yılbaşı günü hediyesiydi. Kalplerin etrafı parlak gri aslında. Bir de pasta tabağı var o da desenli. Uzun süre kıyıp da kullanamamıştım. Bide böyle bir huyum var benim,çok sevdiysem hayatta kullanamıyorum,ne olursa olsun öylece bekliyo.

İki yandaki kupalar ise kardeşimin yılbaşı hediyesiydi. (touch me marka). Onlara ait bir porselen çaydanlık ve porselen tepsi var. Onları da kıyamadan bekletiyorum :)





Bu da yıllar yıllar öncesinde Paşabahçede görüp kafaya taktığım 6'lı bir fincan takımıydı. O zaman bekardım, annem de çeyizime almıştı.




Önce kendisini görüp sonra takımını da alarak mağzadan çıktığım kalpli fincan ve yemek&pasta takımı :)

Bu kutudakiler de Mudo'dan aldığım ikili takım halindeki fincanlar










Önce kutusunu sonra da kendisini beğenip aldığım fincanlar bunlar..





Aşağıdaki de Paşabahçeden. Başka bişi almak için girip aa ne sevimli kutu,ne sevimli bardak diye duramayıp aldığım bir cam fincan/kupa.















Bu kupanın ayılısı,tavşanlısı, farelisi,kurbağalısı falan da vardı ben pandalısını sevmiştim.
Aslında bu tek bir yazı olacaktı ama hem daha fotolar var.Hem de saat geç oldu uykum var. Yani 2 part halinde yapsam daha iyi olacak diye düşündüm, herkese iyi geceler tatlı rüyalar öleyse :)

29 Ekim 2010 Cuma

HAYALKIRIKLIĞI VE HAVUÇLU KEKİM :)



Güya Kapadokya fotosu olacaktı ama eldeki bu oldu malesef, pijamalar eşliğinde yudumlanan kahve....Dün sizlere kapadokya gezimizden bahsetmiştim arkadaşlar, ama sağanak yağışlar nedeniyle iptal ettik ve arkadaşlar da gelmediler, o kadar heveslenmiştim ki anlatamam tam bir hayal kırıklığı oldu :( pof! Hep böyle olur zaten ne zaman plan yapsak mutlaka çıkar bişi..

Neyse biz de öğlene doğru uyanıp dışarıda kahvaltı yapmaya çıktık, ardından alışveriş merkezini gezdik, sonra da yağmura rağmen sosyete pazarına gittik. Çok kalabalıktı tatile rastgeldi diye millet gelmiş :/ . Sonrasında da eve gelip dinlendik. Bizim beyin Bursa&FB maçını izlicem die tutturması neticesinde ben de kendimi kek yapmaya verdim :) Uzun zamandır yapmıyordum havuçlu kek. Küçükken annem misafir geleceği zaman yapar,üzerine de vanilyalı krema sürerdi. mmmm enfes olurdu. Gözümün önüne geldi hemen koyuldum işe. Tarifi de paylaşmak istedim, çok pratik bir kek bu, çok da lezzetli;


Vanilya soslu tarçınlı-havuçlu kek

İçindekiler;
2 yumurta
4 bardak un
1 bardak toz şeker
3/4 bardak sıvı yağ
1 bardak süt veya yoğurt
2 havuç
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
istenilen miktarda tarçın (ben bol kullanıyorum)
portakal kabugu rendesi veya çeyrek çay bardağı portk.suyu

Sos: Creme Ole vanilyalı ve 1 bardak süt

Yapılışı; şekerle yumurtaları çırpıyoruz,sütü, yağı ve unu da ekliyoruz.Havuçları rendeleyip koyuyoruz. Kabartma tozu, vanilya,port. kabuğu rendesi/suyunu ve tarçınımızı da ekliyoruz. Kalıbımızı yağlıyoruz önceden ısıttığımız fırında 175 0'de pişiriyoruz. 30-40 dk falan sürüyor arada kontrol ederek alıyorum ben. ( Kalıbım ufak olduğundan ben de ufak su bardağı kullanıyorum sizinkide öyleyse ve bardağınız da büyükse 1 bardak yazan miktarları 3/4 olarak kullanın yoksa kek taşıyor,tecrübeyle sabit :D )




İsterseniz sos yapmayıp pudra şekeri serpip de sunabilirsiniz, o da harika oluo.





Sos yapıcam derseniz onu da en kolay creme ole'nin yarısını 1 bardak süte döküp,mikserle 3 dk. çırpıyosunuz ve fırından çıkan kekin üzerine sürüyorsunuz.








İştee süper kekim, eşim bağrıyoo "hadi yiyelim artıkk" diye :)))

28 Ekim 2010 Perşembe

Yaşasın 29 Ekim!!!

Güzel ülkemizin en güzel resmi bayramı "Cumhuriyet Bayramı" .
Değerini bilelim cumhuriyetimize,yurdumuza sahip çıkalım.
Hepimize kutlu olsun arkadaşlar :)
Yarın itibariyle Ankaradan arkadaşlarımız gelecek, Kapadokyayı gezmeye gideceğiz. En son 10 sene önce öğrenciyken okulun düzenlediği geziyle gitmiştik. Asmalı konak çekilio diye daha bi revançtaydı. Özcannn die koştugumuzu hatırlayıp kendime şaşırıyorum :p
Lalezar otelde yer ayırttık, otantik bir yer, yani netten öyle görünüyor, odaları kayadan oyma.peri bacalarının ortasında harika bir manzarası var. Bakalım yarın göreceğiz.
Umarım güzel geçer,dönüşte fotoları paylaşırım arkadaşlar, kendinize iyi bakın, iyi bayramlar!!!

21 Ekim 2010 Perşembe

Sarı Yapraklarla Sonbahar...


http://www.dailymotion.com/video/xdtsfr_alpay-eylulde-gel_music

Sonbaharları seviyorum, ilkbaharları da aslında yazları ve kışları da seviyorum, (yazı rayından çıktı :D )
Sonbaharları bi ayrı seviyorum , camdan bakıyorum yeşilin sarının her tonu var dallarda,yollarda..
Genellikle hava ılıktır vevhafif bir rüzgar vardır önce saçlarıma çarpan sonra da yaprakları ayaklarıma düşüren..

Uzun uzun yürümek istiyorum böyle havalarda, uzun uzun havayı içime çekmek istiyorum, şehre tepeden bakıp sıcak çayımı yudumlamak istiyorum.
Dökülen yapraklara takılır arada gözlerim dilimden şu şarkı dökülür belli belirsiz "her sonbahar gelişinde, sarı sarı yapraklarla,kuru dallar arasında sen gelirsin aklıma" ... (bu şarkıyı bi konserde düet yaparak söylemiştik de oradan bi ayrı severim yani)
Alpayın "Eylülde gel" şarkısına da bayılırım her sene bu mevsimde aklıma gelir bir kaç kez dinlerim,sizler için de sadece linkini ekleyebildim.

Doğayı izlemek,dinlemek lazım, ruhumuzdaki bedenimizdeki kirlilikten,yorgunluktan,stresten arınmak için en iyi yol bence. Yaşıyorken hazır, her mevsimin tadını çıkarmak lazım.. Her neyse bir dahaki sonbaharın da tadını çıkarabilmek dileğiyle, parçayı dinleyin ha ;)

16 Ekim 2010 Cumartesi

Birdemliksohbet bloğu ile Yonca gıda etkinliği

http://birdemliksohbet.blogspot.com/ ve yonca tarafından bir etkinlik yapılıyor. Ben katılıyorum sizler için de linki veriyorum. Şansımızı deneyelim bakalım,yonca gıdaya ve sevile şimdiden teşekkürler :))


AYŞE TÜTER, BLOGGER’LAR İLE BİRARAYA GELDİ
Ayşe Tüter, İstanbul’lu bayanlar ile buluştu.
Yonca Gıda, İstanbul’lu blogger bayanlar ile ünlü yemek danışmanı Ayşe Tüter’i bir araya getirdi. Etkinlikte hem birlikte kahvaltı edip hem de Ayşe Tüter ile sohbet etme imkânı bulan blogger lerın keyfine diyecek yoktu.
Yonca Gıda yetkililerinin yaptığı marka ve ürün tanıtımlarının ardından, Yonca Gıda ürün özelliklerini anlatan Ayşe Tüter ayrıca ünlü tariflerini de sevenleri ile paylaştı. Bayanların yemeklerle ilgili tüm sorularını yanıtlayan Ayşe Tüter kendisine gösterilen yoğun ilgiden de çok memnun kaldı.
İstanbul İTÜ Maçka kampüsü sosyal tesislerinde düzenlenen etkinliğe katılan Yonca Gıda yetkilileri ‘ İzmir ve Ankara’dan sonra etkinliğimizin İstanbul ayağını da gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Diğer illerde de bu gibi etkinlikler gerçekleştirmeye devam edeceğiz.Bunun içinde çalışmalarımız devam etmekte..’ diyerek bu tür buluşmalarının diğer illerde de devam edeceğini belirttiler.

5 Ekim 2010 Salı

İngiltere Part 2,ne yedim ne içtim :)

Bu partta İngiltere'de ne yedim ne içtim ondan bahsetmek istiyorum :)
Malum klasik Türk insanıyız, Türk yemeklerinin de hastasıyız.. O yüzden ilk başlarda baya bi zorlandım. En çok da kahvaltı yapmayı, çayı özledim. İngilizlerin çay saatleri meşhurdur bilirsiniz ama bana hiç denk gelmedi, bi pazar çıktım dışarda güzel bi kahv. yapayım traditional bişiler deneyeyim dedim. Girdim güzel bir cafeye earl grey çay dedim, evet kupanın içine çayı sallamışlar üzerine de sütü dökmüşler korkunç bişi olmuş bi de tomurcuk tadı var. Nası iğrenç bişiydi anlatamam sadece 1 yudum alabildim. Yanına da yumurtalı sandviç almıştım.
Aslında Newcastle'da Earl Grey çok ünlü,hatta meydanı ve anıtı var, earl grey çayını ilk bulan kişi kendisi.
Neyseki sandviç konusunda iyiler, Gregg's diye bir sandviççi var, orada oldukça ünlü, hemen her sokak başında görebilirsiniz. El yapımı yeni çıkmış sandviçler satıyorlar. Son günlere doğru orada bir tavuklu meksika soslu bir sandviç keşfettim hala aklıma geldikçe canım istiyor,öyle nefis bişiydi. Ama onu keşfetmeden önce mayonezli tunadan yiyordum öneri üzerine. Biraz kötü görünüyor ama tadı güzeldi.

Doğrudüzgün yemek kültürleri yok, en çok Mark's & Spencer'a gidiyordum devasa bir market kısmı vardı. Donmuş yemekler oldukça çoktu mesela pilav,sebze yemeği ve et,hepsi bi kutuda. Ama denemedim hiç. Donmuş balık fingerları hem ucuz hem de güzeldi. Tatlı çeşitleri ve yoğurt çeşitleri oldukça fazlaydı, her akşam bi çeşit denedim. Bir de payları gerçekten güzeldi. Ama doğrudüzgün yaşpastaları yok. Hep koca bir kek ve üzerinde krema.. Yağmurlu bir gün iş çıkışı Costa'ya uğramıştım, adını hatırlayamıyorum farklı bir çeşit sütlü kahve ile çikolatalı kek denemiştim. Kekin tadı ağırdı ama kahve güzeldi. Aslında İngiltere'de Starbucks çok yaygın iş çıkışı ve öğlen araları herkes orda, bi de heryer 6 da kapanıo ama Starbucs 7 bazı günler de 8'de kapanıyordu. Çok keyifliydi, gerçekten...

Bir haftasonu da Newcastle'ın güneyine okyanus kenarına gittik. Şansıma hava çok güzeldi. Zaten herkes çok şanslısın diyordu bana çünkü 1 ayda 1 veya 2 kez ancak yağmurluydu hava. Bu sahil kasabasında yine İngilizlerin meşhur yemeklerinden olan Fish&Cips'i denedik.Güzeldi, porsiyon devasaydı ama çook yağlıydı.















Bir de odada tükettiklerim var tabi. Gerçi eve çoğunlukla 10 gibi falan geliyordum, çünkü iş çıkışı önce çarşıda geziyordum ayaküstü bişiler atıştırıp kütüphaneye gidiyordum ki nete girebileyim.Kocişimi ve ailemi görebileyim. 10 gibi de eve gelince pcyi açıp bi film koyuyordum,çayımı sallayıp yanında da lezzetli paylardan birer ikişer yutuyordum :) Sabahlarıda ananas suyu ile kepekli ekmek ve biraz peynir yiyip çıkıyordum. Ekmekleri de devasa bi dilimi bizim iki dilim kadar.
Bir de Quiche'yi denemiştim. Hiç beğenmedim, mikrodalgada ısıtıp yiyorsunuz, paya benziyr ama sebzeli. Sebze kısmı kremalı gibi, hafif tatlımsı ve cıvık. Öğkk.. İki tane almıştım, ıspanaklı ve brokolili. Brokolili baya bi süründü. Ispanaklıyı ise ev arkadaşım Alman çocuğa vermiştim.


Yandaki ürünlerin hemen hepsi Mark's&Spencer'dan özellikle shortcake yazan bisküvileri harikaydı,içime sinmediğinden bi pakette bizimkilere getirmiştim. Elmalı payları ile çilekli çikolatalarını söylemiyorum bile :P

Bi üzeri renkli kremalı şekerli cupcakelerden deneemedim o içimde kaldı, Frenwick diye bir mağzanın pasta reyonunda her akşam görüyordum fakat tok olduğumdan yada başka aburcuburlar aldığımdan hergün yarın alayım die çıkıyordum, son günse lab.da iş uzayınca yetişmeden kapanmıştı. Yolu düşen mutlaka denesin,benim için de yesin :)

Gelelim kaç kilo aldım sorunsalına lakinn hiç almadım hatta 3 kilo verdim, çünkü çok yürüyordum, sabahları otobüsle gidiyordum ama akşamları 5de çıkıp 8'e kadar geze geze yürüyerek geliyordum kütüphaneye,ordan da eve. çook güzeldi ya keşke bi daha gitsemmm...

1 Ekim 2010 Cuma

Yeni Dizayn Odamız :)

Bu yanda gördüğünüz oturma odamızın eski hali. Bunları evlenirken almıştık, 4 sene oluyor işte. Fon perdelerimde lila. Halı da lila pembeydi. Artık değişiklik zamanı gelmişti keza hayat hep pembe değildi...

Ps. fotoyu çevirmeyi başaramadım :/






Kafama kırmızı-siyah konseptini takmıştım. Kanepelere zebra desenli örtüler alarak işe başladım. Sonra pul işlemeli beyaz tülleri ve kırmızı fonları aldım Ankaraya gittiğimde.
Kayseriye döndüğümde de pullu yastıkları aldım iki kırmızı iki siyah..

Yastıklara da örtüye de bayıldım. Geriye bi tek halı kalmıştı. Onu da bugün aldık. Merinosun yeni serisinden çok kibar bişi. Baya ince bi halı tamamen gri simli fon üzerine gri tonları ve siyah renkli kabartma desenler var. Aslında onun da fotosunu çektim ama atacakken şarjı bitti telefonun. Bi ara ekleyeceğim..




Tutarı: Kanepe örtüleri: 2 adet 3'er metre ipek kadife Bursa kumaş pazarından,60 tl
Pullu kırlent kılıfları: 4 adet, sosyete pazarından (Kayseri), 20 tl.
Tül: 2 adet 3'er metre, sosyete pazarından, 100 tl.
Fon perde: 2 adet, sosyete pazarı (Ankara), 30 tl.
Halı: 3,5 metrekare, Merinos, 185 tl.

Kıssadan hisse:değişiklik iyidir, ruha da bünyeye de iii gelir acık cebi yorar o kaaa :)