20 Haziran 2012 Çarşamba

Artık şaşırmıyorum!

Herkese merhaba dostlar,
Yoğunluktan bir süredir yazamıyordum.
Ama sayfalarınızı takipliyordum o ayrı.

Bu süreçte pek bir şey değişmedi hayatımda sadece yeni bi kaç arkadas edindim bu tuhaf memlekette.
Biri çok tatlı, candan diğerleri de idare eder işte, ayda bir brunchta toplanıyoruz diğerleriyle.
Birisi ile ise hemen her gün birlikteyiz.
Ankara mezunu olmasından mıdır nedir "nihayet normal birini " buldum diye sevindim.
Geçen hem eşim hem ben gıda zehirlenmesi yaşadık, öyle bitkin düştük ki adım atmayı bırakın kolumuzu kaldırmaya halimiz yoktu, ve tek arkadasımız olarak sağolsun "götüreyim getireyim " işlerini teklifsiz halletti.
Bi memlekette ailesiz, eş dostsuz olmak çok kötü, insan hastalanınca anlıyor.Gerçi şimdi haklarını yemeyeyim böyle bir kaç değerli hocam ve ailesi var. Her durumda kol kanat gerecek...

Buradaki insanlar biraz tuhaf, bi bakıyorsunuz çok samimiler bi bakıyorsunuz selamsız bandosu...
Biri var kendi isterse görüşüyorsunuz,değilse patavatsız laflarından zaten daha da gitmem diyorsunuz.
Biri var 2,5 tlnin hesabını yapıp kimliğiniz yanınızda değilse yemekhaneye "hmm öyleyse gidemeyiz" diyen (oysaki kaç kez dışarıda yemek ısmarlamışlığınız vardır)...
Biri var yakın arkadaşmışsınız gibi davranıp karın ağrısından geberirken arabanız olmadığından 200 metrelik mesafede arabayla gecerken bırakırmısın dediğiniz de aa acelem var bırakamam diyen..
Ayrıca buradakilerin arkadan konuşma, küsme huyları çok..
Her hareketin altında bir şey aramak da öyle..
Genel olarak insanları sınıflandırmaktan ve gösterişten çok zevk alıyorlar, köylüsü-yerlisi-yabancısı diye..
Bi de çok kabalar, mesela 2 yıldır aynı koridorda oturuyorum, odalar yanyana bir asistanın kutlaması oluyor  sadece kendi hocalarına haber veriyorlar ulan bir yan odadayım, hocam siz de gelin demek ne kadar zor olabilir, yiyeceğim bir lokmadır hepitopu (diyetteyim ya) . Oysa her karşılaşmada selamlaşıp hatır sorarım ben bunlara valla anlamış değilim. 2 bölüm aynı katta karışık oturuyoruz. Biz azınlık olarak 3 kişiyiz, bunlar 20. ama bu kabalığı hep yapıyorlar ama şaşırmıyorum da artık...

Oysa Ankara'da böylemiydi, senin olan benimdir benim olan senindir ilkesi tüm arkadaşlarıma aramızda geçerliydi. Bir kutlamamı var ilgili ilgisiz oradaki herkese söylenirdi, göz hakkı bilinirdi. Tadın olmasa da gelen arkadaşa hal ahtır sorulur, bişeyler mutlaka ikram edilir, derdi dinlenir, moral verilirdi. Günler kahkayla geçerdi. Lakin burada hergün can sıkıcı yeni bir şey...

Bazen Ankara damarım tutuyor işte, dün öyleydi mesela "öyle bir geçer zamanki " yi izleyip oto moka ağladım, neden çünkü gene sıkıldım ben burdan evimi,ailemi, ankarayı ve kibar insanlarını özledim.
Kaba, çıkarcı, içten pazarlıklı, sevimsiz, sevgisiz, insanlardan usandım...malum bölümümde birer örnek var bunlardan..."tek telli RNA"sıyla şu yüzyılda ders anlatan cahil prof. bunların başında geliyor tabi..
"Diploma cahilliği alsa da eşşeklik baki kalır" diye boşa söylememiş atalarımız.

Her neyse haftaya tatile gidiyoruz, 5 gün aileyle, 4 gün otelde.
Buna bir YUPPİİİ denir değil mi?