25 Aralık 2011 Pazar

SON ALDIKLARIM VE TAVADA BROWNİE






Merhabalar,
En son aldığım bir kaç objeyi paylaşmak istedim.
Yandaki bir anahtarlık kutusu,antredeki yerini hemen aldı tabi ki.













Alttaki tabloyu ise kurban bayramında Tepe Homedan almıştım. İthal ürünlerde %40 indirim vardı. İki takım banyo seti, 3 tablo ve kaşık-çatal takımı aldım, fincanlardan almamak için zor tuttum kendimi. Çok zarif pasta takımlar ve fincanlar vardı.Alttaki ise üç boyutlu hareketli bir duvar saati. Bunu da Beğendikten geçen hafta aldım,o da mutfakta yerini aldı.
Evet gelelim tavada Browniye,bir okadar bast bir o kadar lezzetli. Bu tarifi takiplediğim bir blogda gördüm "birdemliksohbet" blogunun yaptığı kek harika gözüküyordu. Hemen denedim tabi. Üzerine de eritilmiş vanilyalı dondurma,muz ve turunç reçeli ekleyerek süsledim. Tarife bu linkten bakabilirsiniz http://www.birdemliksohbet.com/tencerede-browni/ Kendisine çok teşekkürler :)

Üşenenler için buraya da ekliyorum;
Malzemeler:
2 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1,5 su bardağı un
3 çorba kaşığı (tepeleme) kakao
2 çorba kaşığı tereyağı
3 çorba kaşığı zeytinyağı
80 gr bitter çikolata
1 çay bardağı süt
Yarım çay bardağı su
1 çay bardağı fındık içi (Süslemek için)
25 cm çaplı tava
Üşenmeden yapın,şimdiden afiyet olsun

24 Aralık 2011 Cumartesi

NAR&YENİ YIL&ANKARA

Heyoo haftaya Ankaradayım!
Valla burnumda tütüyodu yine, kendime şaşıyorum aslında 40 yıl düşünsem bu kadar özleyeceğim aklıma gelmezdi. Mesela pcde çalışıyorum bi anda gözümün önünden tandoğandan geçişim geliyor, yemek yapıyorum bir anda sakaryada hostadayım, kattlea su koyuyorum kuğuludan iniyorum... valla komik ya da trajikomik mi demeliydim?!
Her nekadar bloğumu yeni yıl moduna sokmuş olsam da daha hala evi süsleyemedim.
Mini bir yıl başı çamımız var zaten süslü bir şekilde kaldırmıştım, tek yapacağım onu içerden çıkarıp odaya getirmek ama nedense bi tembellik hali var üzerimde. Yoğun bir hafta geçirdim, büyük bir sınav atlattım, proje girdim, dosya hazırladım, misafir ağırladım ve nihayet haftasonuna kavuştum!!!
Her yıl yılbaşı öncesi parlak narlardan, kapıya asılan mini çelenklerden ve noel babalı çoraplardan almak istiyorum. Bi de evde nar patlatmak ama burada olmadığımdan kalıyor. Bu sefer patlatıp öyle gidicem. Bilirsiniz nar patlatmak yeni yılda eve bereket gelsin diye yapılır.
Bu arada Trendyoldan 20 Tl çekim var ama hala ne alacağıma karar veremedim :/ Ankaraya gidip deli gibi alışveriş yapasım var zaten burada kendimi tutuyorum. Geçen mangoda ve mudoda indim vardı. Mangodan bir kırmızı pantolon aldım 30 TL, Mudodan da dantel bir bluz aldım 19 TL, Mangoda harika hırkalar vardı ama beden kalmamıştı, bir an önce gidin derim :)

13 Aralık 2011 Salı

TİRAMİSU YAP




Bayılırım Tiramisuya,hele Siboşum yapmışsa tadından yenmez.


Bense daha ziyade kremasıyla vs.ile uğraşamam,sabırsız olduğumdan, farklı puding çeşitlerini azıcık modifiye ederek çakmasını yaparım, daha doğrusu yapardım taki Dr.Oetker Tiramisu Yap'ı keşfedene kadar.Vallahi enfes oluyor. Hem de pişirmeden 3 dk da sütle çırpıyorsunuz harika bir krema çıkıyor ortaya,hem badem hem de nescafe aromalı. Kedi dillerini dekahveyle ıslatıp araya dizdiniz mi of of of.. Pazar günü yaptım dün gece bitti. İki kişi olmanın en güzel yanı pastanın en az yarısı sana kalıyor :)


Bir an önce deneyin derim.



isteğe ... kala




Daha önceki istiyorum içerikli yazımda sözünü ettiğim şeylerden birisinin olması için en azından iki aşama halloldu. başlıkta isteğe ... kala dedim çünkü eğer işler yolunda giderse 1 yok gitmezse 100 kala... Bu süreçte şunu bir kez daha anladım ki hayatta bi tip adam var her şeyi yokuşa süren, engeller yaratan; bi tip adama var her şeyi kolaylaştıran, çareler bulun ve en sonunda halleden.. Umarım bundan sonrası hep ikinci tip adamlara denk gelir. Dua edin,şans dileyin lütfen :)



Bugün hava güzel, kar var ama güneş de var. Uzun zamandır dışarıda çay içmemiştim, baya bi yürüyüp oturdum güzel bir cafeye, bi kaç arkadaşı aradım gelin diye, herkesin işi başından aşkın.




Bi kedicik yaklaştı sonra, iki sırnaştı en sonunda sevdirtti kendini, bu ona da bana da iyi geldi. Uzun zamandır kedi, köpek,at vs. ile zaman geçirememiştim. Şimdi bu cümle tuhaf gelmiş olabilir size, ama ben veteriner hekimim aslında. Öğrencilik yıllarım bilhassa intörnlük yıllarım bu tatlı dostlarımızla birlikte geçti. Özlemiyorum desem yalan olur...



Neyse yılbaşı yaklaşıyor, yine her yıl olduğu gibi içimi sevinç kıpırtıları sarmaya başladı bile. İnşallah son hafta Ankaraya gideceğim.Tüm arkadaşlarımı çok özledim, eğlenceleri, partileri, konserleri çok özledim. Bu yıl da yılbaşı zamanı yurtdışı hayal oldu, darısı yeni yıla inş :)

14 Kasım 2011 Pazartesi

GEÇEN BAYRAM




Herkese merhaba,

Öncelikle geçmiş bayramınızı kutluyorum dostlar.


Bu aralar çok sıkılıyorum,içimden hiç bir şey yapmak gelmiyor.

Yine Ankara dönüşü sendromuna tutuldum...


Malum bayram tatilinde Ankara'daydık. Bu sefer 2 ay olmuştu gitmeyeli ve artık bana sinir gelmişti. Geçen 2 ay da bir hayli yoğundu. Kongre düzenlemiştik ve yaklaşık 500 kişiyle ilgilendik. Güzeldi. Bu arada genç bilimadamı ödülünü de aldım öhöm öhöm :)))
Beklediğim şeylerin hiç birisi olmuyor bu aralar ve ben çok sıkılıyorum, bunalıyorum,daralıyorum...Hala burada çok samimi bir arkadaşım yok, bölümde ise değişen hiç bir şey yok, mobbingin alası var... her neyse sıkıcı hayat...doktora günlerimi çok özlüyorum, harika bir arkadaş ortamımız ve mükemmel hocalarımız vardı.Her gün ayrı atraksiyonla güle oynaya geçerdi günler...Burada ise 4 duvar arasında sürekli asık suratlar, kavgacı insanlar...


Neyse sizin de içinizi şişirmeyeyim, bu bayram resmen yoğunlaştırılmış Ankara turu gibi oldu bize. Akraba gezmesinden ziyade alışveriş merekzi gezmesi yaptık.

İlk gün kurban faaliyetleriyle geçti.

2. gün ikea,optimum ve ev oturmasına gittik. Ankaraya İKEA yeni açıldı NATA VEGA ANATOLİA alışveriş merkezi diye bir yer yapılmış Mamakta. İkea da oranın içerisinde. Gez gez bitmiyor. Ivır zıvır aldık gene. Optimum da ise bir şey bulamadım am aözlemişim,evimize bir durakta yakınlıktaydı her hafta sonu giderdim :'(

3. gün ise Ankamall, Kızılay ve Foruma gittik. Tepe home da acaip indirim vardı: ithal ürünlerde %40!!! bir sürü tablo aldım, porselenler, çerçeveler vs aldım. Kızılayda simit çay ritüelinden sonra karanfili,limonu falan gezdik gümüş takı toka vs. aldık. Oraya gidince deliseli yıllarım gelir gözümün önüne dershane çıkışı karanfile inerdik.. Forumda ise koşarak gittiğim MUDOdan bu sefer hiç bir şey alamadım. Böylece dolu dolu 3 günü tamamladık.4. gün de erkenden yola çıktık ki kalabalığa takılmayalım, evde de biraz dinlenelim.

İşte böyle keşke daha çok bayramımız olsaydı da bol bol sevdiklerimizle kucaklaşsaydık...


Yazı geneline bi kaç karikatür ekledim, nice bayramlara sağlıkla hepbirlikte inşallah :)


29 Ekim 2011 Cumartesi

88. CUMHURİYET BAYRAMIMIZ!



Türk milleti için en kıymetli bayram bu bayram,


Herkese kutlu olsun!


Yaşasın Cumhuriyetimizin 88. yılı!





5 Eylül 2011 Pazartesi

İSTİYORUM O KADAR!

İstiyorum arkadaşlar,hem isteyenin bi yüzü istemeyenin iki yüzü kara dememişler mi,

demişler vala istiyorum...


Bir an önce Yrd doç olmak istiyorum- iki sene oldu insaftır...

Bebek istiyorum- keza toplum baskısı beni gerdi..

Hızla emekli olup deniz kenarına taşınmak istiyorum- yarebbeim nerden baksan 20 küsür sene var..

Daha çok tatil istiyorum - Antalyada geçirebileceğim...

Sürekli yurtdışına çıkmak istiyorum- güya bu yıl koç burcu baya bi gezecekti ama daha siftah yapamadık...

Bol param olsun, o ülke senin bu ülke benim gezeyim paraları oto moka harcayayım istiyorum..

6 sene önceki çıtır halime geri dönmek istiyorum-ki taytların içine girebileyim..

Canayakın,içten, samimi dostlar istiyorum-sayısı bir elin bir parmağını geçmiyor çünkü..

Topukluları giyip her gün saçları fönletip tıkkıdı pıkkıdı yürümek istiyorum..

Tepemdeki yellozdan bir an önce kurtulmak istiyorum Allahım duy sesimi ...

Ailemle aynı şehirde yaşamak istiyorum...

Ankara simiti burada da satılsın istiyorum...

Sokakların da uzun uzun yürüyeceğim bir yer istiyorum...
Özcan Deniz yaşlanmadan bi tanışsak istiyorum- kiloları verdikten sona tabe..
Bi dolu konsere, tiyatroya gitmek hatta öğrencilik yıllarında olduğu gibi sahne tozu yutmak istiyorum...
Haftada bir gün TSM eşliğinde kah şeberip kah efkarlanıp stres atmak istiyorum...
Akşamları üşenmeden havuza gitmek istiyorum..

İstiyorum da istiyorum ama çok şey mi istiyorum a dostlar?

25 Ağustos 2011 Perşembe

İncir Reçeli&Halil Sezai Paracıkoğlu

Bayıldım bayıldım... bu filme de akabinde merak edip dinlediğim Halil Sezai Paracıkoğluna'da bayıldım.Neyseki şanslıydım hayatımın mutlu bir döneminde tanıştım kendisiyle ve şarkılarıyla..


Ama aşıksanız hele bi de yalnızsanız tam sizlik derim. İsyan,paramparça,duman,yağmur,gitsin,esme,kelebek,aşk...


Sözler, müzik, ses çok etkileyici.Mutlaka dinleyin, filmi de izleyin, tahmin etmediğimiz ama kimileri için hayatın acı bir gerçeği olarak gizli kalan konusuyla üzerinizde derin etki bırakabilir...




"Bana kimseyi sevme hakkı tanımadılar, ben de incir reçelini sevdim"


Ps. İncir reçelini çok severim zaten ;)

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Neler yaptım neler?

Herkese merhaba, özlemişim yazmayı aslında şu anda aklımda ne bi konu var ne de foto vs.
Ama bir kaç bloga bakınca dayanamadım sarıldım klavyeye. Görüşmeyeli neler mi yaptım? Mesela hızlı bi tatil yaptım.Side Club nena'da.Çok güzeldi,gitmeyenlere tavsiye ederim hatta durun bi kaç foto ekleyeyim.


Ps. Fotoları farklı tatil siteleirnden aldım hepsine thanx. Kendi fotolarımızı ayrı bir yazıda ekleyeceğim şekerler.
Sonra döner dönmez bir konferans, üç proje yaptım. 3 makale yazdım. Sonuçları bi gelse boyut değiştiricem ama kısmet :))Dua edin dostlar. İşte öyle, zaten Kayseri de insan maksimum ne yapabilir ki. Ha bi kaç yeni mekan keşfettik birisi Talas konuk evi. Amerikan kolejiymiş eskiden. Hraika bi yer bayıldım. Alacart restorantı var akşamları kaçıyoruz. Sonra bir de marina diye bir yer keşfettik.Yeni açılmış meğer Yamula barajı diye bir yer varmış burda( gözlerim yaşardı :P,1000 kişilik plajı,jetski, yat gezisi falan diyor) Bi heves pazar günü brancha gittik ama bi hayli geç kalmışız Kayserinin yiilllisi (yerlisi efendim) silip süpürmüş ortalığı. Yat desen tıkış tepiş,plaj falan yok henüz. Aynen döndük tabi. Ama sanırım bi sene içinde güzel bir yer olacak. Neyse benden haberler böyle. Fotolar aşağıda. Herkesi öpüyorum, Sevgiler..

Ps. Fotolar http://www.kayserimarina.com/.

31 Mayıs 2011 Salı

beklemek



Beklemek zordur

yorar insanı,

beklemek zordur

yıpratır ufalar insanı,

umut tozu varsa az biraz

çekilir olur,

çaresizlik varsa eğer

bitirir insanı

sinsice...


Ps. dizi izlerken aklıma geldi birden, beklediğim zamanlar...

yazayım istedim.


Ps. Sertaptan bir varmışım bir yokmuşumu dinleyin süper parça!

14 Nisan 2011 Perşembe

Samimiyetsizlik Sorunu

Şu hayatta katlanamadığım durumlardan birisi belki de en önemlisi "samimiyetsizlik"....
Özellikle de yakın gördüklerimizin yaptıkları dayanılır gibi değil bence.

Ben daima içi dışı bir bi tip olmuşumdur özellikle de sevdiklerime karşı, ne yaşıyorsam başıma ne geliyorsa, ne düşünüyorsam paylaşırım. Dolayısıyla aynısını kendim için de beklerim.Ancak ne yazık ki her geçen gün bunda yanıldığımı gördükçe deliriyorum, sevdiklerime inancımı yitiriyorum ve diyorum ki "demekki benim onları gördüğüm kadar onlar beni yakın görmüyorlar"...sinirleniyorum,kızıyorum, küsüyorum ama hepsinden öte içimdeki onlardan bi parçayı yitiriyorum ki bu da beni üzüyor...Ve neredeyse etrafımdaki insanların çoğunda bu durumu yaşıyorum..Belki de artık insanın yalnızca kendisini düşünmesi gerektiğini, kimseye fazlaca açılmaması kendini saklaması gerektiğini öğrenmem lazım..


Hayat geçiyor, elden bir şey gelmiyor...

10 Nisan 2011 Pazar

YENİDEN MERHABA!



"Herkese yeniden Merhaba" :)


Şu sıradan 3 sözcükten oluşan cümle, cümleyi buraya yazabilmek, o cümleyi buradan okuyabilmek.. meğer ne kadar da önemliymiş. Nihayet yasak kalkmış ta sözcüklerimizle de olsa buluşabiliyoruz dostlar. Neyse çok mutlu oldum.


Görüşmeyeli bahar geldi, sakura çiçekleri de müjdeledi, e daha ne olsun!

27 Şubat 2011 Pazar

ARAF

İçimdeki kitap okuma hevesi gün geçtikçe artıyor.Lakin aldığım kitabı bitirmek kısmet olmuyor. Neden bilmiyorum şöle bi 40lı 50li syfalara kadar geliyorumsonra sıkılıyorum, o sırada başka bir kitap düşüyor aklıma taki alıp da aynısını yapana dek. Sanırım maymun iştahlılık bu olsa gerek :/
Son olarak Elif Şafak'ın "ARAF" adlı kitabını aldım. 38. sy dayım. Bakalım azmettim bunu bitiricem inş. :)
"İyi de bir insana neden ömür boyu geçerli olacak şekilde tek bir isim veriliyordu başka bir isim de verilebilecekken, hatta isminin harfleri karıştırılıp aynı isimden yenileri türetilebilecekken? Kendimiz de dahil etrafımızdaki her şeyi yeniden adlandırma şansı ne zaman alınmıştı elimizden? Doğuştan bana verilen bir isme ilanihaye mıhlanıp yapıştığımı bilmek nasıl sıkmaz ki canımı, hayattaki yegâne tesellim kendim olmamayı başarabilme şansım iken? İsimleri sonsuza kadar sabitleyen bir dünyaya saplanmışım, harflerin çığırından çıkmasına izin vermeyen. Ama ne vakit kaşığımı alfabe çorbasına daldırsam ismimi ve onunla birlikte kaderimi yeniden düzenlemek üzere yeni harfler yakalamayı umuyorum"...

Gerçi ben seviyorum adımı,benliğimi... ama tabi başka başka adlarla, başka başka şehirlerde ükelerde, başka başka insanlarla, başka başka hayatlar yaşamayı kim merak etmez tartışılır...

Sanırım hayatta yolunu kaybeden, istediği herşeyin uzağına düşen, bu dünyada ARAF'ta kalan herkes bunu arzular...

Yolumuzu kaybetmememiz yada artık çok geç kaybettik bile diyenler için istedikleri yolu bulmaları dileğiyle hepinize sevgilerimle...

12 Şubat 2011 Cumartesi

Ankara&Aşk Tesadüfleri Sever

Herkese merhaba, geçen hafta izinliydim ve tabiki soluğu Ankarada aldım :D
Cmt öğlen ulaştım, otobüsten iner inmez kardeşim beni aldı ve doğru waffle yemeye, of harikaydı.
Ardından eve gidip eşyaları bırakıp Atatürk Kültür Merkezindeki Sevgililer Günü Fuarına. Bütün paramızı takı tokaya verdik desem abartmış olmam. Bi ara fotosunu eklerim. Pazar günü anneaneme gittik, tesadüfen dayılarım da geldiler. Toptan görmüş oldum hepsini. Pzt günü annemle alışverişe çıktık, Antarese gittik. Salı günü Kızılaya çıktım, bakanlıkta çalışan bi arkadaşıma ugradım. Ardından Olgunlardan iki kitap alıp ( Şah&Sultan, Araf) sıhhıyeye dek yürüdüm. Simitimi yedim, çayımı içtim, klasik olarak. özlüyorum napiim :) Akşam da kardeşim,annem ve ben Ankamall'e "Aşk tesadüfleri sever" filmine gittik. Çıktığımızda 23.30'a geliyordu. Film tam bir Ankara filmi olmuş, bayıldım,bayıldım. Film müzikleri de ayrı güzeldi. Bence gidip izlemelisiniz. Basit ama derinliği olan tatlı, aşkı ve Ankarayı hatırlatan hoş bir film olmuş. http://www.asktesaduflerisever.com/ bu da resmi sitesi,güzel.

Çrş. ise annemle kayınvalideme oturmaya gittik. Perş. de ben fakülteye bizim kürsüye gittim. Zaman akıo, insanlar değişiyo, mesafeler araya mesafe katıo anladım...Cuma öğlen otobüsüyle de "Maymunlar Cehennemine" döndüm :/

Yaz gelse de uzuncaa bi tatil yapsak!

Fonda az önce bahsettiğim filmin müziklerinden"yine yazı bekleriz" çalıyor. Süper parça "özledim"..........................

12 Ocak 2011 Çarşamba

Firarperest

İşte bu aralar tam da aradığım kelime bu "FİRARPEREST" .... O yüzden adını duyar duymaz almaya karar vermiştim. Ankaraya gittiğimde de hemen aldım bi tane. 40 küsurlu sayfalardayım henüz ve beklediğim etkiyi hala yaratmış değil ne yazık ki. Kitap kısa yazılardan oluşuyor belki de ondan... Neyse yine de bitirmek için sabırsızlanıyorum.

"İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki’ni keşfetmek…"

"Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına… şaşırmak ölene kadar… şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek… budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven"

11 Ocak 2011 Salı

Yılbaşı hediyelerim geldi!

Yılbaşı öncesi bazı blogların düzenlediği yarışmalara/çekilişlere ben de katılmıştım. Sanırım şanslı bir yıla giriyorum ki, en azından burcum öle diyo, iki blogda kazananlardan biri ben oldum :) Aşağıda gördüğünüz kese, süslü patik, bileklik ve kolye takımı, yüzükler,küpe ve turuncu anahtarlık,mini kumaş çanta http:/metalvemorinek.blogspot.com yani MOR İNEK bloğunun sahibi sevgili Tuba'dan geldi. Kendisine teşekkür ediyorum hepsi el emeği ve birbirinden güzel...

Kese ve süslü çoraplar

Bileklik ve kolye takımı

Anahtarlık,yüzükler ve küpe

Mini kumaş çanta ve diğerleri

Çekilişine katıldığım bir diğer etkinlik ise STİL DİREKTÖRÜ ile HEM YENİ HEM İKİNCİ bloğu tarafından ortak düzenlenmişti. Harika bir "Bourjois Paris marka flar " sahibi oldum,çook teşekkür ediyorum hem Edacıma hem de hediyeyi gönderen hem yeni hem ikinci bloğunun sahibesi hanımlara :)

6 Ocak 2011 Perşembe

Terfi Aldım :)

Terfi aldım, aslında akademisyenim ben ve akademik görevimin yanısıra bir de idari görevim oldu artık. Üniversiteye bağlı bir birime yönetici oldum. Aslında süper bi durum ama yine burnumdan getirmeyi başardılar...Nefret ediyorum!!!

İlk günün hevesiyle evde minik bir kutlama yaptık ama. Pastadaki 1 ne hikmet derseniz şayet bu ilk terfisel durumum olduğunu temsil ediyor.
İnsana mutluluğunu bile yaşatmıyorlar ya, bana sabır dileyin dostlar!
Aşağıdakilerde hani olur aaa (!?) kıskançlık/kütüklük yapmayıp da tebrik etmeye gelen olursa diye aldığım çikilata tabağımla çikilatalar..

5 Ocak 2011 Çarşamba

Yılbaşı Part 2

Efendim cuma gününde kalmıştık, o gün de Foruma ve Anterese uğradık. Ufak tefek hediyeler aldık.Aslında baya bi gezdikten sonra hediyelerin çoğunu bi çırpıda MUDO'dan alıp çıktım. Hem MUDO outlette acaip indirimler vardı ;) Eşime krem rengi yün kazak ve termos bardak, anneme şık bir büyük cam tabak, anneanneme kadeh takımı, kardeşime içi puf sabo terliklerden (bi tek bu farklı bir yerden) aldım. Ayrıca foruma büyük bir oyuncakçı açılmış oradan da afyondaki ufaklıklara ufak tefek bişiler aldım,inş. ilk fırsatta göndereceğim.

Akşam ailecek yemeğimizi yedikten sonra saat 10 gibi Siboşlara geçtik. Son 4 yıldır yılbaşını birlikte kutluyoruz. 10 kişi falandık bu sefer. Gece 3'e dek kahkara şamata eşliğinde eğlendik. Uzun yıllar sonra Tombala oynadık. Tabu oynadık. Siboşum enfes Tiramisusundan yapmıştı ona yumulduk. Kısacası güzel bir geceydi. Hep birlikte orada kaldık. Ertesi sabahta 3'e kadar kahvaltı keyfi yaptık. 4 gibi de biz kalktık. Vala bazen kendime kızıyorum ne işin var senin Kayseride diye. Ankarada hayat eğlenceliyken burada sıkıntıdan patlıyoruz pof!
Son fotodaki bızdıkta arkadaşın oğlu Yağız Efe, o kadar uslu o kadar akıllı ki, gece boyunca ne ağladı ne huysuzlandı. Herkesin maskotu oldu.Maşallah.

İşte böle yeni bir seneye daha kavuştuk. Umarım hepimiz için bol kahkalı,sağlıklı, huzurlu, paralı bir sene olur!Ha bu arada tombalada kazandığımız çinkoların yanısıra biletimize de son 2 rakamdan amorti çıktı, eh iidir be hacı :P

4 Ocak 2011 Salı

Yılbaşı ve Ankara part1

Başlıktanda anlaşılacağı üzere yılbaşını Ankara'da geçirmek kısmet oldu hehee..
Hemde ta çarş.gününden gittik Ankaraya lakin bizim beyin beli tutulduğundan, o tüm gün evde yatmak biz de ona bakmak zorunda kaldık. Neyseki perş. günü bişeyi kalmadı ve bizde annemle attık kendimizi dışarıya :)
İk gittiğimiz yer Atatür kültür Merkezindeki yılbaşı fuarıydı. Fuar fena değildi ancak fuardan ziyade dışarıya kurulan peynir,tereyağ,kebap, börek, künefe vs satan yerler süperdi,çok keyifliydi. Fuarda gezdikten sonra çadırlara kurulmuş olan bir yere oturup çay eşliğinde izmir lokmalarını afiyetle yuvarladık. Fuar geçen seneye nazaran daha sade geldi bana.Ama yine de bi kaç parça bişi aldım tabi. Ardından sıhhıyedeki sosyete pazarına geçtik. Çok kalabalıktı.Sonra annem eve döndü,bense Kızılaya hatta Bakanlıklara kadar yürüdüm,harikaydı.Hafif yağmur çiseliyordu. Çiçekçileri,takıcıları,kitapçıları, bilimum mağzaları gezdim. Hatta ne hikmetse Ankaralı Turgutla karşılaştım. Kibarca hanfendiye yol verin dedi ve iyi günler diyerek selamlaştık :). Karanfil turundan sonra Mülkiyelilerin oraya çıkarak bir simit kafede oturdum aylardır özlemini çektiğim çıtır simite yumuldum tabi bir fincan çayla birlikte. hmmm enfesti yaa.... Sonra da yürüyerek Strazburg caddesine geldim ve eşimle kayınpederlere yemeğe gittik. Çok uzun oldu yahu başlığa part 1'i ekleyip devamını sonra yazayım. Kızılay turumdan bi kaç fotoyla şimdilik hoşçakalın diyorum...