2 haftanın sonunda canım Türk yemeklerini özlemişken tam da, newcastle da okuyan Turk arkadaslar yunan gecesine davet ettiler beni. "Greek Tavern" adlı taverna benzeri restorana gittik. Yemekleri bize çok benzio. Mesela şu tabaktaki peynirli börek, zeytinyağlı sarma, soslu köfte ve ekmek dilimi gibi görünen de hellim peyniri. Vala beyaz şarap eşliğinde çok güzel gitti hepsi hmm olsa da yesek :/
Burası kuzeyde 1 sahil kasabasının antika pazarı. Tam benlik bir yerdi. Herkes antika satıyordu. Hep istediğim İngiliz porseleninden gül desenli fincandan almayı basardım sonunda, ama yalnızca 1 taneydi. fotosunu koyarım bir ara. Ona gözüm gibi bakarak getirdim vala hatta valizime diil el çantama koyup taşıdım :D. Bir de kraliyet ailesi armalı bir tabak aldım buradan. Sonra kocişede antika ufak arabalardan aldım. Daha doğrusu biri 1700lü yıllara ait bir otobüs diğeri de posta arabası. Bir de kendime kolye olarak kullanmak üzere bir saat aldım o da süper...
Burası Newcastle da ilk kaldığım otel. 12 saatlık yolculuğumun akabinde akşam 5 gibi internetten bulduğum bu otele ulaşmıştım. GRAİNGER OTEL. Çok sevimli bir oteldi Farklı ülkelerden gelen gençler kalıyordu. Odam suitti ve çok keyifliydi. Tek sıkıntım pcmin wirelessebaglanamamasıydı. 2 gece kaldım ve Newcatsle üniversitesinin ev tipi konaklama yerine geçtim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder