4 Ocak 2011 Salı

Yılbaşı ve Ankara part1

Başlıktanda anlaşılacağı üzere yılbaşını Ankara'da geçirmek kısmet oldu hehee..
Hemde ta çarş.gününden gittik Ankaraya lakin bizim beyin beli tutulduğundan, o tüm gün evde yatmak biz de ona bakmak zorunda kaldık. Neyseki perş. günü bişeyi kalmadı ve bizde annemle attık kendimizi dışarıya :)
İk gittiğimiz yer Atatür kültür Merkezindeki yılbaşı fuarıydı. Fuar fena değildi ancak fuardan ziyade dışarıya kurulan peynir,tereyağ,kebap, börek, künefe vs satan yerler süperdi,çok keyifliydi. Fuarda gezdikten sonra çadırlara kurulmuş olan bir yere oturup çay eşliğinde izmir lokmalarını afiyetle yuvarladık. Fuar geçen seneye nazaran daha sade geldi bana.Ama yine de bi kaç parça bişi aldım tabi. Ardından sıhhıyedeki sosyete pazarına geçtik. Çok kalabalıktı.Sonra annem eve döndü,bense Kızılaya hatta Bakanlıklara kadar yürüdüm,harikaydı.Hafif yağmur çiseliyordu. Çiçekçileri,takıcıları,kitapçıları, bilimum mağzaları gezdim. Hatta ne hikmetse Ankaralı Turgutla karşılaştım. Kibarca hanfendiye yol verin dedi ve iyi günler diyerek selamlaştık :). Karanfil turundan sonra Mülkiyelilerin oraya çıkarak bir simit kafede oturdum aylardır özlemini çektiğim çıtır simite yumuldum tabi bir fincan çayla birlikte. hmmm enfesti yaa.... Sonra da yürüyerek Strazburg caddesine geldim ve eşimle kayınpederlere yemeğe gittik. Çok uzun oldu yahu başlığa part 1'i ekleyip devamını sonra yazayım. Kızılay turumdan bi kaç fotoyla şimdilik hoşçakalın diyorum...

2 yorum:

Kürksever dedi ki...

Çok garip, bloglarda daha çok Londra, NY, Barcelona, Milan gibi yaldızlı, parıltılı şehirlerin methini duymaktan, her gün içinden hayal gibi geçtiğim mekanları böyle bir blog yazısında görünce şaşırdım bir an:)

İnsanoğlu, deryadaki balık misali, elindekinin kıymetini bilemiyor...

PaPErDeLiE dedi ki...

Aynen öyle,gerçi Ankarada yaşarken de ara ara sıkılıp yürüyüşe çıkardım ama Kayseriye yerleşeli Ankarayı cidden özlüyorum...Eee boşuna başkent seçilmemiş olsa gerek ;)