29 Aralık 2009 Salı

Nevresim dünyası çekilişi

Evet bir diğer yılbaşı etkinliği daha, hem de benim gibi yatak örtüsüydü, nevresimdi, paspasdı havluydu, diye fazlasıyla takılanlar için oldukça güzel bir organizasyon olmuş.
Bakalım şansımı deneyeceğim :D

Benhurumdan çekiliş

Yeni yıl dolayısıyla bir çok blog yazarı arkadaşımız güzel çekilişler düzenlemişler bunlardan biri de http://benhurum.blogspot.com adresinde Benhuru.
Kendisine bu güzel düzenlemeis için teşekkür edip ben de yarışmaya katılıyorum!!!

27 Aralık 2009 Pazar

ERKEN YILBAŞI BALOSU


Sonunda işi gücü bitirip Ankaraya da dönüp yılbaşı moduna geçtim.

Ama çok hareketli oldu herşey. Kayseriden geldiğimizde saat 15.30 falandı. Bizimkilerle kısa bir sohbetten sonra dosyaların son rötüşlarını yapmak için işe koyuldum çünkü kargoya vermem gerekiyordu. Bittiğinde ise saat 17.00 idi, ve gelen bir telefonla kargoyu cmt göndermem gerektiğini öğrenerek boşuna zaman harcadığım için sinir oldum çünkü bir de akşam ki parti için kıyafet ayarlamam gerekiyordu. O sinirle çıktık evden Antarese gidip elbise aradık. Neyseki tüm alışverişi 1 saatin içinde halledip döndük bu seferde saçtı makyajdı telaşesi başladı, dedemana gittiğimizde saat 19.30 du. Bana artık sinir gelmişti tüm günü koştur koştur bi modda geçirmiştim çünkü. Bi de ya acaba çok mu abarttık elbiseleri diye de rahatsız olduk. Ama balo salonunun kapısında bizi karşılayanları görünce ağzımız açık kaldı :///

Abi herkes bi bihter bi nihal olmuş, kıyafetler uçmuş, hem gögüs hem bacak hem sırt her taraftan dekolte durumu var!! Tabi hocalar, milletvekilleri falan son derece resmiydiler, genç kuşaksa cozutmuştu abiye mevzuunu.Neyseki bizimki tam orta karar olmuş. Siyah omuzları açık, boyundan çıt çıtlı, tamamı pullu diz üstünde bir elbise altına kalın parlak tayt ve yüksek topuklu bir booty giymiştim, üzerime de parlak taftadan omuzları hafif kabarık mini bir ceket /bolero tarzında, almıştım. Ama baktım herkes cıbıl, tabi attım ben de ceketi.

Parti çok eğlenceliydi, latin danslarıyla başladı, alaturka tsm, pop-eller havaya , solo gitar dinletisi, dansöz ve tekrar eller havaya tarzı ile son buldu. Acayip eğlendik çünkü bi dk olsun oturmadık, vala tüm kurtlarımı döktüm, geçirdiğim son bir haftanın acısını çıkarttım diyebilirim. Gecenin sonunda ise vişne votkadan mütevellit oldukça iyiydim yine de "köötüü değilimmm overola gidelimmm" diye tezahuratta bulunuyordum. :pp

Tabi gidilmedi, herkes uçtuğu için evlere dönüldü. :)

Bu arada bir de yılbaşı çekilişi yapıldı, şimdi 5 tl den üzeri numaralı sakızlar satıyorlar. Biz de 4 tane almıştık. Vee ikisine hediye çıktı!!! birine 37 ekran tv, diğerine de çay sepeti :)) Tbai benim kafam o aralar iyi olduğundan farkında değildim ama tüm salaon bize gıcık olmuş hediyeleri topladık diye :)) Bi dolu hediye dağıtıldı ama, tatiller, termaller, yılbaşı sepetleri, tvler, hediye çekleri falan gibi..

Kısacası çok eğlendik, sanırım yılbaşı gecesi dışarıya çıkmaya gerek kalmadı, arkadaşlarla evde kutlayacağız, bakalım...


24 Aralık 2009 Perşembe

Nihayet!

Nihayet dosyalar bitti, ben de artık yeni yıl ruhuna yavaştan bürünebilirim,
bunun için de ilk adımı blogumda yılbaşı teması kullanarak atıyorum.
Yarın Ankara'ya da dönüyorum. Akşama da dedemanda yeni yıl partisi var bir kuruluşun düzenlediği, ona katılacağız. İşte yeni yıl ruhu sağdan sağdan gelmeye başladı bile :)))

23 Aralık 2009 Çarşamba

POFF




Çalışıyordum...

Çalışıyorum, çalışıyorum , çalışıyorum...

Ve galiba bir ömür boyu çalışacağım :///

Sözün kısası ay patlayacağım!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!















nOt: NOel BaBA dOsyalAr biTiyOr haLa yOksun, aMa unUtmAdım bekliOrum aklıMdasın :p

nOt2: Kayseride camlar yüksek, o yüzden güneşlikler bodur kaldı, gördükçe fenalık gelıo, değiştirilecek inş!

22 Aralık 2009 Salı

Noel baba bi güzellik yapsana :)


Yeni yıla kaç gün kaldı inanın şuanda hesaplayamıyorum,
Çünkü çalışmaktan beynim sulanmış durumda ve aslında gözlerim kapanmak üzere ...

Hala Kayserideyim, 2 günde başıma gelmeyen aksilik kalmadı, raporlarımı da hala bitirebilmiş değilim ve cuma günü teslim etmek zorundayım..

Yeni yıla kaç gün kaldı, yazıyı yazarken düşünüyorum inanın çıkaramıyorum, sanırım beynim şalterini kapatmak üzere... yalnızca yılbaşının hızla üzerime doğru geldiğini algılayabiliyorum.

Ama elimden bir şey gelmiyor.. Hiç de bana göre değil, çünkü ben bayılırım noele. Evi süsleyeyim, ağacı süsleyeyim, ufak tefek hediyeler alayım, bi dolu gezeyim bunlar için, içimi bi sevinç kaplasın, hazırlık yapayım, acaip zevk alırım.. ama son iki üç senedir ne yaparsam yapayım her yılbaşı gecesini fason geçiriyorum hatta geçen sene tam bir kabustu, hiç bahsetmeyim bile. Yani aslında ben her sene özenirim, heveslenirim ama çoğunlukla hevesim kursağım da kalır...

Ama bu sene heveslenmeye bile fırsat bulamıyorum, işim başımdan aşkın, şehirler arası göçebelik yapıyorum ve çok sıkıldım aslında bu durumdan...

Noel baba yılbaşı gecesini beklemeden bu gece gelse de şu benim raporları tamamlasa, evi temizlese, bi dolu hediye bıraksa vala çoook makbilee geçicek. Evet evet bu seneki dileğim budur!

"Noel baba bi babalık yap ta bu sene erkenden gel!!! Hadi be hacı, yap bi güzellik" :p








20 Aralık 2009 Pazar

Evim Güzel Evim vee Kayserideyim!


Eveet yeniden Kayserideyim, ama bu sefer bir kaç günlüğüne geldik, sonra tekrar Ankara'ya döneceğiz. Doğrusu evimi çok özlemişim, yatağımı, kanepelerimi, hepsini özlemişim işte.. Ama yine de burada temelli kalacak oluşumuz fikrine hala alışamadım, ailemin ve sevdiklerimin olmadığı bir ilde yaşamaktan hazzetmiyorum aslında. Bu idealistlik mevzuunu fazla mı abarttım diyorum bazen,bilemiyorum ...

Belki Erciyese çıkarız bir ara diye düşünüyoruz. Bakalım yarın fakültedeki işler çabuk biterse bi kaçış yapılabilir. Keza kayak merkezi bizim eve arabayla 15 dk. hem kayak sezonu da açılmış, hihahoo..

Erciyes herzamanki heybetiyle duruyor karşımızda ama daha bir güzel, daha bir etkileyici, çünkü kar yağmış. Aslında yılbaşını orada geçirmeyi isterim ama tüm sevdiklerim de gelsinler, gece 12 den sonra karda mangalda sucuk yapsak yanında kırmızı şaraplarımızı yudumlasak, sonra bir ağızdan en sevdiğimiz şarkıları söylesek hhmmmmmm çok güzel olurdu be hacı! :))


NOt: Her yıl olduğu gibi hala yılbaşında ne yapacağımız belli değil pof :/

16 Aralık 2009 Çarşamba

Pofuduk Terlikler




Bayılıyorum ben bu pofuduk terliklere yaaa..
Çeşit çeşit, renk renk, olmalı valla.
Her geçen gün yeni bir verisyonu üretiliyor,
ben de kendimi zor tutuyorum almamak için










Kedilisi, köpeklisi, ineklisi, tavşanlısı, fillisi...
Bilimum çeşidi var.Bence yılbaşı için güzel bir hediye olur.
Yani ben bayılırım :ppp




Ps. Fotolar http://www.turkkeyif.net/ ve http://www.hediyelikeşya.info/. sitelerinden alınmıştır.

10 Aralık 2009 Perşembe

Van ganimetleri part2



















Sizlere daha önce Vandan aldığım takılardan bahsetmiştim. Bugün de onlara devam etmek istiyorum. Yukarıdaki 1. fotoda yakut ve zümrüt taşlardan yapılmış, altın kaplama oldukça kibar bir takı görüyorsunuz.

2. fotoda görmüş olduğunuz ise inci, turkuaz, safir,mercan, kan taşı, akik,vb. taşlarla hazırlanmış, altın kaplama gümüş otantaik bir takı. Urartu serisinden. Çok sevdiğim parçalardan birisi bu.

Sol altta görmüş olduğunuz ise ametist bir kolye. Ucunda antika bir para var. Üzerinde arapça yazıyor, çok merak ediyorum alsında ne yazdığını .
Yine söylüyorum yolunuz Van'a düşerse mutlaka gezin çarşıları :)))



Not: Devamı gelecek...dın dın dın dın...

5 Aralık 2009 Cumartesi

FlorMar Ojeler


Bu aralar büyük alışveriş merkezlerinde Ankamall, Optimum gibi, flormarın satış standlarını görüyorum. Acaip renkli görünüyorlar. İnsanın aklında yoksa bile standlar çekiyor, bi bakıyım fikriyle başlayıp yaa şunu da alıyım şunu da, şunu da diye kendini tutamıyor :)

Bakım serisinden bir güçlendirici aldım çok memnun kaldım.
True color serisinden uçuk pembe simli aldım, çok doğal ve parıltılı duruyor.

Quartz serisinden de bir metalik koyu pembe aldım. Çok tatlı duruyor, yılbaşı gecesi sürmeyi planlıyorum.Fotolarını çekemedim o yüzden http://www.e-flormar.com/ resmi sitesinden aldım resimleri. Ama çekince eklerim. Bu siteden de satış yapılıyor, güzel indirim ve kampanyalar da var. Bi bakın derim .

4 Aralık 2009 Cuma

Puantiyeli elbisem ve Banyo stickerı

Selamlar, sizlere Kayseride cüzell elbiseler satan bir mağza keşfettiğimden bahsetmiştim, işte bu elbiseyi de oradan aldım,ama hala giymeye fırsat bulamadım.Likralı kalın kumaştan yapılmış, ceplerinin üzerinde kristal boncuklar var. Bunu taytla giymeyi planlıyorum.


Bu da malumunuz son zamanlarda moda olan stıckerlardan. Hatta o kadar moda olmuş ki sosyete pazarlarına da düşmüş :)) Ben de oradan aldım hem de inanılmaz ucuzdu. 2 yetalee!! Banyoya da fena olmadı. Hem çok kolay çıkartılıyor, sıkılınca fiyuuu çıkart at cinsinden yani..:))
Orjinalleri çok pahalı, bence gerek yok yani :p

Bir de bunun sokak lambası altında duran kedili versiyonunu aldım, onu da antreye yapıştırdım çok tatlı oldu, inş. evime dönünce çekeceğim footosunu.
Byess...

2 Aralık 2009 Çarşamba

Yazık

Vallahi şunu anladım, gittin mi bitiyosun,
gerisi hikaye.....
söylenenlerin hepsi yalandan..
sırf ağızlarda laf olsun die..
yazık...

30 Kasım 2009 Pazartesi

Bayramda ne yaptım :)



Bayramın son gününde nihayet nete girebildim. Klasik bir bayram geçirmiş olmama karşın içimdeki durdurulamaz sinema izleme aşkı beni bile şaşırttı doğrusu.

Bayramın ilk ve ikinci günleri büyüklerimizi gezmekle geçti. Üçüncü günü ise arkadaşlarla "Neşeli Hayat" filmine gittik. Doğrusu komedi olarak gittiğimiz film dram olarak karşıladı bizi. Bir de buna Yılmaz Erdoğanın bolulu usta şivesi çabasından mütevellit dediği bi çok şeyi anlayamamız da eklenince biraz ızdırap oldu film bize. Evde izelenilesi bi film... Eve gelince de dvd den Bloody Valentine filmini izledik az buçuk tırsarak, arada bir çığlık atarak daha doğrusu :) ama cüzelldii...

Bayram öncesinde de TWilight new moon filmine gittik. O da bizi hayal kırıklığına uğrattı, dizi tadında yapmışlardı heveismiz kursağımızda kaldı. Edward yahuşuklusunun yanına jacop kurt adamını da eklemişler ağzumuz açuk izledük :ppp
Ama bunu da pek beğenmedik doğrusu..

Ve bugün Animasyonları çok sevdiğimden "Yukarı bak /Up" filmini açtım hemen ve bayıldım, hatta şimdiye kadar izlediğim en güzel animasyondu diyebilirim. Şİddeetle tavsiye ediyorum, aşk, romantizm, şefkat, macera ne ararsanız vardı :)


25 Kasım 2009 Çarşamba

Kültür Haftası :p

Annammm çok uuzn zaman olmuş yine bloğa giremeyeli poff:(((

Aslında güzel fotolar hazırladım ama bu pcye atmakda bi problem yaşıyorum, öbürüne atar atmaz yazılarını yazıcam.

O yüzden bugün sinemalardan ve kitaplardan bahsetmek istiyorum.
Ankaralılar bilir buraya Forum açıldı. Forumda da yeni bir sinema açıldı, "Cİne Pink" di yanlış hatırlamıyorsam adı. Geçen hafta gittik, haftaiçi 5, sonu 6 yetale.!!! süper yani, bi de yeni zaten her şey sıfır, koltuklar iki kişilik, salonlar orta büyüklükte ve perde oldukça büyük. Lakinn bi sıkıntısı var SOVUKKK!!! 2012 filmine gitmiştik biz, film süper acaip sürükleyici ve heycanlı, zaten salonda az kişi olduğu için ben ufak çığlıklar atarak izledim çok da eğlendim. Ammaa soğuktan elerimiz, yüzümüz, bacaklarımız dondu!! Kesinlikle polar battaniyeler alınmalı, hatta termosa çay koyularak bardaklarla gelinmeli sinemaya, ne zevkli olurr, en kısa zamanda yapicizz. Sıradaki filmimiz ise "Twilight, new moon"


Ondan önceki hafta sonu da tek tabanca kızılaya gittim, uzun zamandır karanfil pasajına ve kitapçılara gitmemiştim ilk durak oraya girdim. Yaklaşık 2 saat pasajda gezdim, ne çok özlemişim. Öğrencilik yıllarında kızlarla giderdik oraya, takı toka ıvır zıvır ne beğensek alır, türlü anlamlar yükler, dilek falan tutardık.komik geliyor şimdi. Ama yine de gezerken hüzünlendim.. Sonra kitapçıların olduğu kısma geçtim. Hem eski, hem de güncel kitaplar ne ararsanız var olan bir yer orası. Uzun zamandır merak ettiğim Yüreğim Seni Çok Sevdi'yi(Canan Tan) ve Savaşçı'yı (Doğan Cüceloğlu) aldım. İlk fırsatta da Zar Adam ve Olasılıksız kitaplarını almak istiyorum.

Tavsiyemdir, gidiniz, okuyunuz arkidişler!!

14 Kasım 2009 Cumartesi

NİCE MUTLU YAŞLARA!!!



Bugün benim en yakın arkadaşım, can dostum, kardeşim SİBOŞ'umun doğum günü!!!!
Anneciği ne iyi yapmış onu dünyaya getirerek, ve kader de ondan geri kalmayıp harika bir şekilde yollarımızı kesiştirmiş!!!


Bizim dostluğumuz 6-7 sene öncesinde doktoraya başlamamızla filizlendi ve her geçen gün biraz daha artarak büyüdü. Çookk mutlu, eğlenceli, neşeli, atraksiyonlu zamanlarımız olduğu gibi bir çok üzüntüyü, derdi, kederi, hayal kırıklıklarını da birlikte atlattık. Kimi zaman başımı ben onun sağlam omuzlarına yasladım kimi zamansa o benle paylaştı gözyaşlarını. Ama her zaman yan yana, omuz omuza durduk...
Kısacası birlikte büyüdük...


Canım KARDEŞİM yazılacak daha bir çok şey var ki buraya sığmaz...

İYİKİ DOĞDUN, İYİKİ VARSIN, İYİKİ BENİM CAN ARKADAŞIMSIN!!!
SENİ ÇOKK SEVİYORUM, NİCE YAŞLARA!!!!!



Ps. Sırf bu sürprizi yapmak için blogum olduğunu sana söylememiştim. :p
Okuyunca bana kızmayacağını umuyorum şibim :)


6 Kasım 2009 Cuma

Kürk yelek modası


Gün geçmiyorki hayatımıza yeni bir moda unsuru daha girmesin, gerçi bu seferkinin tarihi oldukça eskiye dayanıyordur eminim (M.Ö. olabilir mesela :p)
Evet kürk yelekler bu kış oldukça moda sanıyorum.Ben zaten severim kürktü, tüydü.. tabi orjinalini giymek istemem zavallı hayvancıkların sırf biz güzel görüneceğiz diye canlarından olmasını asla onaylamam. Sentetik kürkleri tecih ederim. Mesela bugün kısa, bolero modelinde siyah bir astragan takliti görüdm ve vuruldum. Gerçeğine çok benziyordu ve fiaytı da oldukça uygundu.Bayıldım tabi.

Yukarıdaki resimde gördüğünüz yelek modelerini de çok beğendim ama hafif balık etli olduğumdan giymeye cesaret edemiyorum ki kürk yumağı halnde görünmeyeyim.. Ama içim de gitmiyor değil almak için :'(

En iyisi kiloları biran önce verip bunlardan bir tane edinmek, tabi sentetik olanlarından!
Ps. resim polyvore.com 'dan alınmıştır.

29 Ekim 2009 Perşembe

Sosyete pazarındaydım!











Cumhuriyet bayramı çoşkusuyla bugün kendimizi dışarı attık anneciğimle.

Hava da fena değildi şansımıza. Kızılaya doğru uzanalım dedik. Amaç önce sosyeteye gitmek sonrada ufak bir kızılay yapmaktı. Uzuuun bir zamandan sonra pazarı görünce bi sevindim, sonra kalabalık gözümü korkuttu.Çünkü adım atacak yer yoktu desem abartmış olmam sanıyorum. Ama yine de azmettik bişeyler aldık bizde.
1. ve 2. fotodakiler fuşya renkli tül, ve inanmazsınız bir kanadını 2.500 tl ye aldım, ne yapacağıma karar veremedim ama görünce dayanamayıp aldım. Fotoda güzel görünmesi için krem rengi satenin üzerine koyup çektim.
3. fotodaki ise gümüş kaplama yüzük ve turkuaz taşlı bir bileklik, bunları da çook uygun aldım.
Annem olmasa kendimi tutamayıp daha bi dolu alacaktım ://
Son fotoda ise aldığım şalları görüyorsunuz. Pembe ve mor olanın aralarından sim geçiyor ve cok canlı renkler. Mor olanı kardeşime aldım. Diğer üzeri işlemeli olan ise aslında bir tarafı koyu gri kadife, diğer tarafo ise gri satenden bir şal. Saten kısmın üzerine ise işleme yapılmış. Bunu da 5000tl'ye aldım...
Kısa günün karı oldukça iyiydi yani :P

18 Ekim 2009 Pazar

Beklenen oldu,Gribim!


Eveett beklenen oldu ve ben de sonunda gripliler kervanına katıldım.
1 haftadır kalabalık bir ortamda dersti, konferanstı, kurstu derken;
hapşıranlar,öksürenler, tıksıranlarla içiçe tüm günü geçirirken, bir de üstüne üstlük "yok yaw ben hiç hasta olmam" diye kocaman kocaman konuşurken,
olan oldu ve ben de hasta oldum, zaten bünyenin bu kadar yoğunluğa dayanamayıp kendini bırakacağı belliydi :/

Dün bi baş ağrısı, burun akıntısı, ateş basması ile kursa gittim, acele çıktığım için yanıma ilaç da almayınca günün ilerleyen saatlerinde kötüleştim. Akşam eve nasıl geldim, daha doğrusu kendimi eve nasıl getirdim bilemiyorum. Ama eve gelip tylol hot'ı içince biraz gözüm açıldı. Arkadaşlarla da sözleşmiştik akşam çıkalım die. O halde kurtlu gibi duramayıp çıktım yine de. Kızılayda yemek yiyip 2 saat kadar nereye otursak taraması yaptık ve hiç bir yeri beğenmeden bahçeliye geçtik. Canlı müzik olan bir yere oturduk, hava çok güzel olduğu için de dışarıda oturmayı tercih ettik. Her neyse eve geldiğimizde 12'yi geçiyordu. Ben bayıldım tabi, sabah da kalkamadım ve kursu ektim. Bugün tüm gün boyunca da yattım, şimdi biraz daha iyiyim. Bu arada haberlerde de bi domuz gribi aşısı tartışmasıdır gidiyor, açıkcası ben şimdilik erken olduğu görüşündeyim. Bi dolu aşının ruhsat dosyasını hazırladığım için henüz ülkede bakanlıkça incelenmemiş ve ruhsatlanmamış bir aşının daha ülkeye girmeden yaptırılsın yaptırılmasın diye tartışılmasını da çok saçma buluyorum. Aşıdan önce bi dosyası gelsin bakalım ülkeye, bi incelensin, etkinlik ve güvenlik çalışmaları da burada bi yapılsın daaa ondan sonra çıkan karara göre tartışılsın, haksızmıyım?

Ayy,ha ha haappşuuuuuuuuu!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Ben kaçar :)

16 Ekim 2009 Cuma

DERS YÜKLEMESİ : /


Minnoşlarr selam, uzun süredir ki bu yaklaşık 1 haftaya tekabül ediyo sanırım, yazamadım.Ankaradayım ve GATA'ya bir program için gönderildim. Kursa gidiyorum yani. Günde 10 saat ders, 2 gün sempozyum kırıkkalede, ve toplam 2 hafta. Yaw bi yaştan sonra bünye bu kadar derse dayanamıyor, kafa götürmüyor.Yaşlanmışım :((( Akşam gelincede yemeği yiyip nete giriyorum bi 5 dk, onda da maillerime bakıorum, takiplediğim bloglara bi göz atıp çıkıorum. Zaten göçebe hayatına geri döndük, kocişko kendi ailesinde ben de bizimkilerde kaldım bu hafta. Zor...
Off poff afra tafra demek istiyorum ve hatta diyorum, çünkü yarın 17.30'a kadar (hücre kültürü) ve pazar günü de öğlene dek (biyoistatistik)kursum var.Matrixdeki adam gibi hissediyorum kendimi, bilgi yüklemesi yapıolar ya hani. İŞte tam da öle, otomatiğe bağlanmış gibiyim :PP
Herkesi çok özledim, şimdilik kaçıyorum, yarın erken kalkıcam, sevorum sizleri şimdilik byee :)

8 Ekim 2009 Perşembe

Oyuncakları Sevorumm!



"Aaa olur mu, bu yaşa geldin hala ne oyuncağı, senin yaşındakiler bunların gerçekleriyle uğraşırken hiç yakışıo mu, cık cık cık" demeyin sakın.. Napıyım çok seviyorum oyuncak bebekleri. Hala oyucakçıları geziyorum ve dayanamayıp alıyorum. Şimdilerde eşim frenliyor beni de aldırmıyor, "ya alıyımm nütfen bak çocuğumuz için alıyorum, hani ilerde olunca yani, oynasın die" desem de yemiyor tabi..

Buraya iki tanesini ekledim. Yukarıdakini çıkarken eşim almıştı, elinde bir de şemsiyesi var aslında ve düğmesine basınca yağmurla ilgili bir şarkı söylüyor.
Soldaki porselen olan ise anneannemin hediyesi. O da benim gibi bebekleri çok sever, 5-6 sene önce almıştı. Aynen aldığı gibi duruyor.
Ben çok begendiğim şeylere kıyamıyorum ve kullanamıyorum. Mesela çok beğendiğim bir ajanda, bir kalem, değrli bir saat, pırlanta taşlı bir yüzük.. Alıyorum, aldırıyorum ama iş kullanmaya gelince kıyamıyorum. Gidip taklitlerini de alıyorum ve onları kullanıyorum. Ne saçmalık değilmi. Çocukken de böyleydim. Almanyadan hediye gelmiş bir cindyim vardı ki o yıllarda Türkiye'de henüz yoktu, barbieler yeni çıkmıştı yurdumda. :) O bebekle oynamaya kıyamazdım bozulacak die, yıllar geçti liseye giderken çıkarıp baktım öylece duruyor ve ben hiç oynamadan onca sene bekledi dolapta ne saçmalık....ve bir gün benim evde olmadığım bir gün kardeşim çıkarıp saçlarını fırçayla defalarca taramış!!!Ben geldiğimde o güzel taş gibi cindy paçoza dönmüştü. Çıldırdım tabi, ama yemeyenin malını yerler die boşuna söylememiş atalarımız...