23 Aralık 2012 Pazar

Hediyeleşme günü (Yeni yıl hediye önerileri 3)

Yeni yıla 1 hafta var ama biz şimdden arkadaşlarla hediyeleşmemizi gerçekleştirdik.
Heyecansız, sürprizsiz, öylesine bir hediyeleşme oldu bizimkisi.
Ayda bir toplanıyoruz bruncha gidiyoruz.
Kaşıkla, Mado, Shakespere, Mangalcı, Taş mekan derken bu hafta da Erciyese çıkarken yol üzerindeki Eski Han adlı mekana gittik, yer ve manzarası güzeldi ancak kahvaltısı kötüydü.

Neyse hediyeleşme faslına geçildiğinde herkesin keyfi yerine geldi.:)
Sezen Esraya boynerden kırmızı yılan derili babet ve çantasını almış,
Esra Songüle İpekyoldan yeşil çizgili yakası taşlı bir bluz almış, (bkz aşağıda)


 Songül Nile Bernardodan cam bir fanus kek kabı almış. (bkz aşağıda)

Melek de bana English home'dan kırmızılı beyazlı geyik motifli polar tv battaniyesi almış.
 
 
Bense Nalana bir şey almamıştım çünkü o şehir dışında olduğundan gelememişti.Yılbaşı dönüşü fuardan aldığım bir hediye vermek istiyorum kendisine yani Ankaradan alacağım.
 
Brunch sonrası bir alışveriş merkezine giderek bzimkilere neler alsam diye gezindim durdum. Babamla kayınpederime boynerden atkı, annemle kayınvalideme bernardodan ottoman serisine ait rumi desenli birer şekerlik, eşime de polo garage dan bir atkı aldım,bunların yanına birer hediye daha alacağım, süslü paket açmanın insanları mutlu ettiğine inanıyorum :) 
Not: Tüm fotolar ürünlerin kendi sitelerinden alınmıştır.


19 Aralık 2012 Çarşamba

Yeni yıl hediye önerileri 2




Selam canlar,
Dün de söylediğim gibi geziyorum geziyorum ama neler alacağıma karar vermeden önce beğendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum;

Son zamanlarda English home'a sardım diyebilirim, o desenler, soft renkler, kibar ince detaylı aksesuar eşyaları beni benden alıyor desem abartmış olmam emin olun.Özellikle cupcake serisine bayıldım. Bu arada bir çok ürün de de indirimler var. Ayrıca en alttaki tv battaniyesi de harika, fiyat olarak da oldukça uuygun 29.90tl. Hesaplı ve şık bir hediye olacağı kanaatindeyim. Bence mutlaka uğramalısınız :)
Ayrıca http://www.englishhome.com.tr/ adresinden de alışveriş yapabilir, ürünleri ve fiyatlarını inceleyebilirsiniz, bu arada tüm fotolar oradan alınmıştır.


 
 



18 Aralık 2012 Salı

Yeni yıl hediye önerileri 1


Geziyorum, geziyorum kime ne alsam diye bakınıyorum,
Bu aralar gözüme en çok çarpanları sizlerle de paylaşmak istiyorum;
Mesela Bernardo'dan kahve fincanları, çay fincanları, pasta takımları,servis setleri, muglar bence güseell.

1-Aşağıdakiler benim favorim olan Country serisinden,laf aramızda hastasıyım,tam takım edindim :)




Bunlar da  yılbaşı serisinden,











Aşağıdakiler ise Osmanlı serisinden ki bunlarında bir kısmı dayanamayıp aldıklarım arasında;

NOT: Tüm resimler http://shop.bernardo.com.tr 'den alınmıştır. Yani online olarak da beğenip sipariş verebilirsiniz.





17 Aralık 2012 Pazartesi

Hediyeleşme yarışı yoksa görgüsüzlüğü mü demeliydim?

Herkese merhaba,
Yeni yıl yaklaşıyor benim de içimi bir sevinç kaplıyor.
Gerçi bu yıl süsleme işine hala giremedim, aslında o moda da henüz girmiş değilim.
Malum bu yıl da yılbaşı zamanı yurtdışına çıkma hayalim suya düştü..mırık :/

Neyse efenim, yeni yılın yaklaşmasıyla bir hediyeleşme trafiği de başladı.
Ben yılbaşında rengarenk, neşeli,eğlenceli yükte ağır pahada hafif şeyleri severim.
Mesela bir kupa, müzik kutusu, renkli pofuduk terlikler, kardan adam ya da noel baba temalı süs eşyaları,fuar usulü takılar vb. beni mutlu etmeye yeter de artar bile...

Ama bu sene görüyorum ki hediyeleşme amacını aşmış, kim daha pahalı bir hediye alabilir yarışına girilmiş ki, bu durum bende " yaz tatilindeyken tatil köyünde insanların kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırdıklarında yaşadığım mide bulantısını oluşturdu, dolu dolu tabaklar, itiş kakış insanlar, dökülen yemekler, gerçekten insanlığımdan utanmıştım,  2 gün doğru düzgün bir şey yiyememiştim".İşte şimdi de aynı hissiyatla doluyum.

Örnekse;
Biz de yeni arkadaş grubuyla çekiliş yaptık, bir de üst limit koyduk, kimse ....tlyi geçmesin diye.
Ancak limit amacını aştı sanki o kadarlık bir şey almak zorunluymuş ta almayan küçük düşermiş gibi bir durum oldu. Aslında mebla önce daha düşüktü lakin biri kendisine çıkanı arayıp " 50 tlye sana ne alabilirdim ki o yüzden ben de 100 tlye çıkarttırdım" diyecek kadar görgüsüzmüş, hem sürprizi bozmuş hem de ben 100 tllik hediye alıcam diye söylemiş. cık cık cık :///
Sonra bi başkası ekranlarda ".. hanım size hediye aldım, haa ben asla ucuz şey almam, aklınızda kalmasın yani hep pahalı şey alırım deyip,paketin birini açan spikere ...hanım orada 2 kolye, bir bilezik ve 1 anahtarlık" var diye çiğ çiğ söylemekte..

Bu arada ben de kime çıktığımı ve bana ne aldığını şimdiden biliyorum, gerçi hediyesi güzel ama dediğim gibi hediyeleşmenin tadı da sürprizi de kaçmış bence...

29 Kasım 2012 Perşembe

Bu aralar...


Bu aralar sıkılganım, yorgunum, bitkinim...
Yataktan kalkasım, evden çıkasım yok, gün boyu kadın programı izleyip akşamları da canlı müzik dinleyesim var...
Havalardan mıdır, uzakta olmaktan mıdır, yalnız olmaktan mıdır bilmem...
Son bir aydır çok yoğun deneysel çalışma olduğu için bir de üzerine grip olduğum için resmen süründüm desem abartmış olmam...
Bekin başında kalkmadan 5 saaat oturmayı bu vücut kaldırmıyor artık, akşam eve geldiğimde çektiğim baş, boyun ve sırt ağrısından biliyorum...
Aslında galiba ben yine Ankarayı özledim geri kalan her şey bahane...
Alışamadım gitti şu şehre de insanlarına da...
Her gün yeni bir saçmalıkla, vurdumduymazlıkla, saygısızlık, seviyesizlik ve şımarıklıkla karşılaşmak mümkün..

Galiba ben fazlaca geçmişe takılı kalanlardanım...

Neyse işte, bunalım halimi size de geçirmeyim, konuyu değiştireyim.Yılbaşı yaklaşıyor en sevdiğim etkinlik, son 2 hafta süslemelere başlarım, magazaları gezmeyi, bol bol dergi karıştırmayı, hediyeler almayı çok seviyorum... Bu yıl yurt dışına çıkalım diye çok istiyorum ama galiba yine çıkamayacağız... Öf pöf afra tafra :///


Ben özledim galiba seni,
Bu yüzden bu kadar sitemlerim...

18 Kasım 2012 Pazar

Paris'de pazar günü

 
Pariste yürüyorum, taş sokaklar arasından geçiyorum hafif hafif yağmur atıştırıyor.
Pazar olmasina ragmen her yer cıvıl cıvıl. Yeni yıl yaklaşıyor ondan mı acaba?
Bisiklete binmiş genç kızlar kıkırdayarak geçiyor yanımdan,
Bakımlı, zarif incecik şık giyimli hanımlar jilet gibi giyinmiş beylerin koluna girmiş sohbet ederek ilerliyorlar.. Cafeler, marketler, mağzalar, hediyelik eşya dükkanları hepsi açık, vitrinleri harika...
Yürüyorum, tüm kalabalığın arasından geçip gözüme kestirdiğim kafeteryanın kapısını açıyorum çıngırak çalıyor, garson yaklaşıp yer gösteriyor, içerisi harika 60'lara 70'lere ait sanatçı resimleri ile dolu duvarlar, küçük yuvarlak masalar genelde iki kişilik..

Cam kenarındakine oturuyorum, menüden capuccino ve tiramisu söylüyorum, içeride "edith piafdan autumn leaves"  çalıyor... hmm enfes...elime bir de dergi alıp yudumluyorum cappucinomu, saatler akıyor. Hava hafif kararmaya yüz tutarken çıkıyorum kafeden bir paket macaron sardırarak tabi, hala yağmur çiseliyor,sokak lambaları yanmaya başlıyor, yürüyor yürüyorum, aklımdan sevdiklerimle konuşarak...

İşte bir pazar gününü böyle geçiriyorum ya da aslında geçirmek için ölüyorum çünkü aslında Allah'ın dağında asosyal bir memlekette bugün ne yapacağımıza karar veremeyen eşimle üzerimde eşofmanla oturuyorum, elimde nescafe ve çokonat gofretle, kulağımda kulaklıklarla edith piaf dinleyerek  ve de sinir içerisinde bu satırları yazıyorum... Hay Allah'ım yarabbim yaaa....





Sizlere güzel pazarlar diliyorum Edith piaf'ın güzel şarkı sözleri ve şarkı linki eşliğinde;
http://www.youtube.com/watch?v=tXYnXeJ9Ftg
"The falling leaves
Drift by the window
The autumn leaves
All red and gold
I see your lips
The summer kisses
The sunburned hands
I used to hold.
Since you went away
The days grow long...
And soon I'll hear
Old winter songs
But I miss you most of all
My darling, when autumn leaves start to fall...
C'est un chanson
Qui nous ressemble
Toi qui m'aimais
Et je t'aimais
Nous vivions tous les deux ensemble
Tou qui m'aimais
Moi qui t'aimais
Mais la vie sépare
Ceux qui s'aiment
Tout doucement
Sans faire de bruit
Et la mer efface sur le sable
Les pas des amants désunis.
Since you went away
The days grow long...
And soon I'll hear
Old winter songs
But I miss you most of all
My darling, when autumn leaves start to fall..."

30 Ekim 2012 Salı

Bayramda neler yaptım?

Herkese merhaba,
Öncelikle herkesin Kurban ve Cumhuriyet bayramlarını kutluyorum.
Bu bayram da her bayram olduğu gibi Ankara'daydık. Pzt, salıyı da izin alıp tatili 7 güne çıkardık. Pazar günü düştük yola 4 gibi Annemin kollarındaydım :)
Sohbet muhabbet derken kardeşimin de gelmesiyle bi Ankamall turu yaptık ama deli kalabalıktı, park işi zorladı bizi. Sonra akşam Siboşuma oturmaya gittik, hatun kişi 1 yıldır İrlandadaydıydı ve döndüğünden beri ancak görüşebiliyorduk, 10 da kalkarız diye yaptığımız plan tabiki gece yarımı buldu. Sohbet çook keyifliydi..
Pzt anneanneme gittik biraz rahatsız dizlerinden ve bu beni çok üzüyor ;'( Çıkışta da Antaresi gezdik.
Salı kızılaya gittik annemle, fiks olarak mavinin önünden başladık yürümeye bursa kumaş pazarı, ayakkabı dünyası, taç, ekol,apple derken ykmnin ordan sakaryaya  geçtik. Yemek yedikten sonra annem gitti şim geldi. Bu sefer de karanfil, lemon bazaar, mülkiyeliler derken akşamı edip eve geldik.
Çarş. kuaföre gittim 1 yıldır perma olan açık kahve rengi uzun saçlarımı rihanna modelinde kestirip kızıl siyah bir renge boyatıp 1.30 da girdiğim kuaförden 5'de çıkarak kendi rekorumu kırdım :)
Akşam da kayınperderlerde eşimin kardeşleriyle birlikte toplanıp kaynattuk.
Perş. yani bayram sabahı namazdan sonra evdeki bayramlaşmayı takiben kurban işleriyle uğraştık ve o gece herkes bayıldı.
Cuma ise  öğleden sonra anneannemi ziyaretle başladık, tatlım benim agrıdan duramıyordu o ağladı ben ağladım, ama keyfini yerine getirip çıktım...
Sonra kentparka gittik, orada "body worlds"e gittik gerçekten muhteşemdi. Yolunuz düşerse mutlaka gidin, ciddi emek harcanarak hazırlanmış bir sergi. Aşağıdaki fotografta bir örnek var. İçeride resim çekmek yasaktı o yüzden bu fotoğrafı netten ekledim, gidemeyenlere tavsiyem netten bakmaları.
Bunlar gerçek kadavra ve özel bir teknikle bu hale getirilmişler, bisiklet süren adam, jimnastikçi, koşucu, itfaiyeci, dünyayı sırtında taşıyan adam, merdiven çıkan adam gibi hazırlanmış kadavralar var. Kaslar, tendonlar, sinirler, damarlar, iç organlar ayrı ayrı çalışılmış, hazırlanmıştı. Dediğim gibi ciddi emek harcanmıştı.

Aynı gün akşam da bahçeliye gittik, alışverişi takiben pizza yedik ve soluğu wafflecıda aldık,hmm enfesti. Yolu 7. caddeden geçenlerin abbasın yerinde mutlaka yesinler.
Cmt. ise evde dinlendik ve pazar yola çıktık. Pzt de evimizde dinlenelim dedik. Ama Cumhuriyet bayramında Ankaradaki görüntüleri izleyince bayramda orada olamadığıma üzüldüm. bayrak ellerinde insanların özellikle de yaşlıların ve çocukların o arbedede kalmalarını gözlerim yaşlı izledim. İnş. seneye böyle görüntüler olmaz...

İşte böyle arkadaşlar gezerek bitti bir tatil daha ama nasıl geçti inanın anlamadık ya :)

13 Temmuz 2012 Cuma

Tatildeydik!


 Tatil işte budur arkadaşlar, yani bu foto bence tatil konseptini özetliyor. Bu sene izin almada eşim sıkıntı yaşadığı içinancak 1 hafta izin alıp 9 gün kaçabildik. Kayseriden Antalyaya gidişimiz yazlık konyaaltında  olduğu için 8 saat sürdü, otobüsle değil ha arabayla.. poff demedik değil. Cmt ikindi gibi ordaydık 5de denize gittik, akşam aile büyüklerine ziyarete tabi ki (babam çok sever tatilde misafircilik işini ki her yaz kardeşimle ben buhran geçiririz yeterrr diye) Neyse bu sene sadece 1 gece gittik. 2., 3. ve 4. günler de yazlıkta ailemle geçirdik.



Keyifliydi..Ordan perşembe günü Sidedeki Crystal Admiral Resorts&Spa adlı otele geçtik ve pazar öğlene kadar da orada kaldık. Çok büyük bir oteldi ve kalabalıktı. Ultra herşey dahil olduğundan insanlarda sürekli bir yeme içme faliyeti vardı ki bir ara ben yıldım... 
Havuzları, akşam aktiviteleri ve yemekleri güzeldi. Tavsiye ederim. Ancak sanırım ben tatil köyü knseptini daha çok seviyorum. Yürüyüş yapacağın uzun ağaçlık yerleri olmalı bence tatil yerinin.Neyse tatil tez geçti hiç bir şey anlamadan aynı yolu teperek geri evimize döndük. 1 hafta kadar adapte olamadım desem yalan olmaz.. Öğrencilik yıllarımı özledim ben ya okul kapanır şıp yazlıkta soluğu alıp 2 ay tatil yapar tatilden bıkardık, hey gidi günler hey!

20 Haziran 2012 Çarşamba

Artık şaşırmıyorum!

Herkese merhaba dostlar,
Yoğunluktan bir süredir yazamıyordum.
Ama sayfalarınızı takipliyordum o ayrı.

Bu süreçte pek bir şey değişmedi hayatımda sadece yeni bi kaç arkadas edindim bu tuhaf memlekette.
Biri çok tatlı, candan diğerleri de idare eder işte, ayda bir brunchta toplanıyoruz diğerleriyle.
Birisi ile ise hemen her gün birlikteyiz.
Ankara mezunu olmasından mıdır nedir "nihayet normal birini " buldum diye sevindim.
Geçen hem eşim hem ben gıda zehirlenmesi yaşadık, öyle bitkin düştük ki adım atmayı bırakın kolumuzu kaldırmaya halimiz yoktu, ve tek arkadasımız olarak sağolsun "götüreyim getireyim " işlerini teklifsiz halletti.
Bi memlekette ailesiz, eş dostsuz olmak çok kötü, insan hastalanınca anlıyor.Gerçi şimdi haklarını yemeyeyim böyle bir kaç değerli hocam ve ailesi var. Her durumda kol kanat gerecek...

Buradaki insanlar biraz tuhaf, bi bakıyorsunuz çok samimiler bi bakıyorsunuz selamsız bandosu...
Biri var kendi isterse görüşüyorsunuz,değilse patavatsız laflarından zaten daha da gitmem diyorsunuz.
Biri var 2,5 tlnin hesabını yapıp kimliğiniz yanınızda değilse yemekhaneye "hmm öyleyse gidemeyiz" diyen (oysaki kaç kez dışarıda yemek ısmarlamışlığınız vardır)...
Biri var yakın arkadaşmışsınız gibi davranıp karın ağrısından geberirken arabanız olmadığından 200 metrelik mesafede arabayla gecerken bırakırmısın dediğiniz de aa acelem var bırakamam diyen..
Ayrıca buradakilerin arkadan konuşma, küsme huyları çok..
Her hareketin altında bir şey aramak da öyle..
Genel olarak insanları sınıflandırmaktan ve gösterişten çok zevk alıyorlar, köylüsü-yerlisi-yabancısı diye..
Bi de çok kabalar, mesela 2 yıldır aynı koridorda oturuyorum, odalar yanyana bir asistanın kutlaması oluyor  sadece kendi hocalarına haber veriyorlar ulan bir yan odadayım, hocam siz de gelin demek ne kadar zor olabilir, yiyeceğim bir lokmadır hepitopu (diyetteyim ya) . Oysa her karşılaşmada selamlaşıp hatır sorarım ben bunlara valla anlamış değilim. 2 bölüm aynı katta karışık oturuyoruz. Biz azınlık olarak 3 kişiyiz, bunlar 20. ama bu kabalığı hep yapıyorlar ama şaşırmıyorum da artık...

Oysa Ankara'da böylemiydi, senin olan benimdir benim olan senindir ilkesi tüm arkadaşlarıma aramızda geçerliydi. Bir kutlamamı var ilgili ilgisiz oradaki herkese söylenirdi, göz hakkı bilinirdi. Tadın olmasa da gelen arkadaşa hal ahtır sorulur, bişeyler mutlaka ikram edilir, derdi dinlenir, moral verilirdi. Günler kahkayla geçerdi. Lakin burada hergün can sıkıcı yeni bir şey...

Bazen Ankara damarım tutuyor işte, dün öyleydi mesela "öyle bir geçer zamanki " yi izleyip oto moka ağladım, neden çünkü gene sıkıldım ben burdan evimi,ailemi, ankarayı ve kibar insanlarını özledim.
Kaba, çıkarcı, içten pazarlıklı, sevimsiz, sevgisiz, insanlardan usandım...malum bölümümde birer örnek var bunlardan..."tek telli RNA"sıyla şu yüzyılda ders anlatan cahil prof. bunların başında geliyor tabi..
"Diploma cahilliği alsa da eşşeklik baki kalır" diye boşa söylememiş atalarımız.

Her neyse haftaya tatile gidiyoruz, 5 gün aileyle, 4 gün otelde.
Buna bir YUPPİİİ denir değil mi?

1 Şubat 2012 Çarşamba

Yaşasın!!!

Yaşasın atandım, en sonunda, nihayet!!!
Akademik hayatı sürekli tırmalayarak geçen biri daha varmıdır dicem ama kesin vardır...
Kimi ballılar yata yata kimi bahtsızlar da kasa kasa ulaşırlar emellerine...
Neyse şöle bi düşündüm de bu yola çıkalı 8.5 sene olmuş, dile kolay azmetmişiz ancak öğretim üyesi olabilmişiz. Bazen kızıyrm kendime çok mu gerekliydi sanki diye....
Amaann neyse netice budur "Yrd.Doç.Dr. ...." başımız göğe erdimi? youuuu!
Kutlamalar başlasın öyleyse,dım tıs dım tıs dım tıs.....

20 Ocak 2012 Cuma

DUKAN DİYETİM 4.GÜN

Eveeet nihayet hafta da 4. gün de bitti.Valla çok sıkılıorum,et süt vs türevlerinden ögk gelmesi yakındır. Yahu ben kesinlikle karbonhidrat insanıyım.4 gündür ganki oruç tutuyr gibiyim düşünün yani krbhdrt almamak yhiç yemek yememek gibi bir şeymiş benim için, tatlandırıcılı kahve, kola dahi uyanık bünyeyi kandıramıyor.
Neyse bugün sabah kahve,öğlen lolita yoğurt,akşam inegöl köfte turşu,liğht kola,yoğurt yedim.
şimdi de yulaflı,limon aromalı süt içiyorum.
sonuç: sa:08:00-79.0
sa: 18.00-79.1

NETİCE: 4 günde 2 kg hatta 2000 gr yani :D

19 Ocak 2012 Perşembe

DUKAN DİYETİM 3. GÜN

Sabah: lor peyniri eşliğinde 2 dilim salam, çay
Öğlen: 2 parça lolita, 1 dilim salam ve lor peyniri
Arada : Yaşasın ki cafe crown bizler için sadece ikisi bir arada çıkarmamış bunun tatandırıcılı lightını da üretmiş!!! Normal 2si 1 arada 55 kalor iken bu 35 kalori. 1 bardak hüplettim.
Nedense diyete başlayalı canım en çok nescafe çekiyor .
Akşam: 2 yumurta ile lor peynirli omlet. Çay, 2 dilim fıstıklı hindi salam, 3 kornişon turşu
1.5 litre su
Çay saati için kararsızım nescafe mi içsem,çay mı?
Tartı sa.07:40- 79.4
17:30- 79.5
Dukan dayıya göre bu atak evresini 7 gün yapmalıymışım ama zor ya,sıkıcı daha doğrusu.
Neyse toplam 1.7 kg oldu!
Ha gayret güzelim gayret, Gidecek elbet kilolar gayret!!!

DUKAN DİYETİM 2. GÜN

Sabah: 1 haşlanmış yum, lor peyniri, çay
Öğlen: yine toplantı yüzünden bişi yiyemedim ama ikindide sütlü nescafe içtim.
Akşam: Kırmızı et kavurma, kornişon turşu, light kola
arada 3 dilim salam

Çay saati: bir bardak light süt, tarçınlı ıhlamur

Akşam tartıldığımda sa. 18.00- 79.7
sa. 00.00- 80.1

Netice 1 kg vermiişim :)

DUKAN DİYETİM 1. GÜN

Salı itibariyle diyete başladım. Sabah tartıldığımda 81,2 yi gösteriyordu ibre.
Kahvaltıda: 1 haşlanmış yumurta,nane ve pul biber eklenmiş, şekersiz çay, bitki çayı
Öğlen: toplantı nedeniyle aç kaldım :(
Akşam: 6 parça tavuk lolita (bol kekiki pul biber,körili), 1 bardak light kola, 2 kaşık light yoğurt
Çay saati: çay, light süt ve lor peyniri
ve 1.5 litre su
Gündüz zorlanmasam da akşam çay saati zamanında çok zorlandım,tatlısız, çikulaatasız ve meyvesiz bana ızdırap oldu ama direndim :)

DUKAN DİYETİM 0.GÜN

O. Gün diyorum çünkü bir önceki yazımda söylediklerimin hiç birisini yapamadım pzt. günü. Bi de üstüne ne kadar karbonhidratlı şey vars ayedim.Gündüz puaça, öğlen pilav, akşam pizza.. yani istesem bu üçlü bir araya gelmez... Neyse ben de sonraki güne bıraktım rejime başlamayı.
Hem pzt başlanan diyetten genelde hayır gelmez oysa salılar öyle mi?

15 Ocak 2012 Pazar

DUKAN DİYETİ


Merhaba çıtırlar,
Akşam akşam uzanırken gözüme takılan göbeğim ve uzun süredir aklımda olan 20 kg içime bi dert oldu anlatamam. 2 saat nette gezdikten ve yazın iki gün yapıp etden öğk dedikten sonra vazgeçtiğim DUKAN DiYETİNİ yapmaya karar verdim.
Dukanın kendi sitesindeki hesaplamayı kullanarak atak süremin 7 gün olduğunu öğrendim ki bu sadece saf protein tüketmek anlamına geliyor; meyve,sebze, krbht yok. Sadece et,yağsız süt,peynir, yumurta var ve sınırsız tüketim. Hesaba göre hedef kiloma 13 Mayısda ulaşabiliyorum.Sabitleme sürecim ise 2013 Ocak'a kadar sürüyor.
Bu diyet bir kere yaza göre bir diyet kesinlikle değil, çünkü o sıcakta et,tavuk,jambon,yumurta insanı yoruyor,öğk geliyor valla. Ama sanki kış için uygun gibi.
Karar verdim yarın başlıyorum, kahvaltıda sanırım sadece çay ve bitki çayı içeceğim keza yumurta haşlamadım. Öğlen de yemekhane de yoğurt yerim,arada yine çay, akşam da tavuk göğüs haşlama,yoğurt, ligth kola.Gece de ıhlamur. Evet listem bu! Bakalım ne kadarı tutacak :))
Si ya canlar :)