28 Aralık 2010 Salı

Cameolu kolyem kendime yeni yıl hediyem :P

Kabul ediyorum pek başarılı bir fotoğraf olmamış ama yine de durmu kurtarır diye düşünüyorum keza yeniden çekmeye çook üşendim :/ Neyse efenim cameolu şeyleri seviyorum ama İngiltere'de bi tane bile denk gelip de alamadım diye üzülmüştüm. Bunu da KOTON'da gördüm pek kaliteli bişi diil ama çok hoşuma gitti, 21.90'dan 15.90'a inmişti,hemen aldım tabi,kendime de yeni yıl hediyesi olarak takdim ettim :P

Aşağıda da geçen gün aldığım yüzük var, bunları da bir süredir beğeniyordum nihayet bir tane edindim.


Bu gördüklerinizi ise geçen sene Ankara'da Atatürk Kültür Merkezindeki fuardan almıştım. Hatırlayamıyorum ama ya yılbaşı ya da ülkeler fuarıydı. Gümüş üzerine kök yakut kullanılarak hazırlanmış. Sanıyorum Özbekistandan gelmişlerdi. Foto kalitesi pek iyi değil o yüzden mat çıkmışlar,aslında oldukça parlak. Üşenmeyip makineyi şarj edersem güel fotolar ekleyeceğim yoksa böle cep tel. ile çekilenlerle idare edicez işte.
Bu arada katıldığım iki ayrı hediye çekilişinde de kazananlardan olmuşum o yüzden bugün çok sevindim,şansım açılıo mu ne?Hangileri olduğunu bilare yazicimm,öpüyorum onları çok! sizi de tabiki :D
Kaçıyorum çünkü Özcan TRT Müzikde Işın Karacayla döktürüyo (sezenden aşk için ölmeli aşk o zaman aşk2ı söylüyorlar) ve ben uzunn zamandır dinlemiyordum kendisini özlemişim...



27 Aralık 2010 Pazartesi

Modafobikten Hediye :)

http://modafobik.blogspot.com/ da güsell bi yılbaşı etkinliği var.
Ne miiii?
Agatha Parisden hediye çeki :)) Hemen bakın dostlar!

25 Aralık 2010 Cumartesi

Yeni Yıla Yaklaşırken

Yeni yıla yaklaşırken daima içimi bir heyecan kaplar, kalbim ümitle atmaya başlar.Işıklandırmaları,süslemeleri, kardanadam,noel baba, figürlerini görmek yüzümde tebessümden daha fazlasına neden olur. Geçen hafta başladım yeni yıl konseptini eve taşımaya :)
Efenim yukardaki resim aslında bir masaörtüsünün resmi. 2-3 sene önce almıştım baya da büyük.Ama ilk defa bu sene örtüyorum..

Aşağıdaki ise kardanadamlı tepsi.Bunu bugün beğendikten aldım,görünce çok hoşuma gitti,kendimi tutamadım oldukça da ucuzdu (4.90) :D Küçük kaseleri de bugün farklı bir yerden aldım tanesi 1.50 idi.

Ufak tabakların iki yanındaki kahve kupalarını ise yine Beğendikten eşimin beğenisi üzerine aldık (2.90)


Kutu içerisindeki ikili kupa takımını ise yine bugün farklı bir yerdem aldım. Belki bi arkadaşıma hediye edebilirim onu o yüzden fiyatı yazmicim ;)

Geçen hafta sonu da ufak ağacı süsleyip oturma odasına yerleştirdim. Okuyanlar yanlış anlamasın cristmas yada noel kutlaması değil bu hoş geldin yeni yıl kutlaması sadece. Ama ağaçları süslemek ışıltılı ışıklarla odayı renklendirmek,hediyeleşmek bence çok güzelll..

Ağacın tepesine de bir melek astım Şans getirsin diye

Ağacım ufak olduğu için süslemesi de çok kolay oldu :)

İşte sizlere insana mutluluk veren ufak bir yeni yıl köşesi...Ağacın tepesi yamulmuş ama düzelttim şimdi dimdik ayakta :P

Bu yılbaşında Ankarada annemlerle olmayı planlıyoruz ama izin durumu çok kritik bakalım nolcak bilim değil bölüm adamından (!?) (adam kelimesi de olmadı zaten adam değil ;) kadın aslında ama hayvanlara hakaret etmek istemediğimden mecburen adam diyorum) resmi yıllık iznimden alabilirsem gidicez.Dua edin bana arkadaşlar,yeni yılda Allah beni kurtarsın böylelerinden...

21 Aralık 2010 Salı

Keyif mi desek Yalnızlık mı?

Dışarıda harika bir hava vardı bugün...
Güneş cama vuruyor,rüzgarsa hafif hafif esiyordu.
Hava serindi ama güzeldi.
Öğlenarası sıkılıp odamda oturmaktan çıktım kampüste yürüyüşe...
Kampüs çok büyük burada, Erciyese nazır,manzara harika.
Ufak ufak yürüdüm bi 10 dk kadar, suni göletin oraya dek. Oturdum bi cafeye,terasa...hmm manzara güzel.
Söyledim çayımı,sigara börekleri eşliğinde, harika... Güneş yüzüme vuruyor, gölette gençler yunuslara biniyor, şakalaşıyorlar..sesleri yankılanıyor..İçerde insanlar sohbet ediyor, yemek yiyor, oyun oynuyor.
.

Baktım karşımdaki sandalye boş, yanımdaki de...

Sordum kendime keyifli zaman geçirmekmiydi bu yoksa safi yalnızlıkmıydı?

Bilemedim...

Mor inekte etkinlik :)

http://metalvemorinek.blogspot.com/
işte size güzel bi yılbaşı etkinliği daha.
Bakmadan geçmeyin derim ;)

18 Aralık 2010 Cumartesi

Sebzeli Sosisli Noodle!



Malzemeler;

Yarım paket Noodle
İstediğiniz kadar sosis
2 kabak
5-6 kaşık garnitür
Soya sosu (sosdan yoksa evinizde koymasanız da oluyor)


Tarif;

Noodle'ı kaynayan suya atarak 10 dk kadar haşlıyorsunuz.

O sırada kabakları pijamalı soyuyosunuz ve ister julyen ister küp küp doğruyorsunuz.Ben iri doğramayı seviyorum çünkü ufak olunca pişiriken diriliğini çabuk kaybediyor.

Tavaya çok çok az sıvı yağ (2 yemek kaşığı bu tava için) koyarak kabakları koyuyorsunuz ve bi 5 dk sonra kekikle pul biber ekliyorsunuz. Kekik asıl tadı veren baharat mutlaka kullanın. Kabaklar diriliğini yitirmeden sosisleri ekleyip karıştırmaya devam ediyorsunuz, garnitürleri de ekleyip 2-3 kez daha karıştırıyorsunuz (5 dk falan daha) Bu aşamada istediğiniz kadar soya sosunu da ekliyorsunuz. Makarnaları da ekleyip bir kaç kez daha karıştırıp ateşi kapatıyorsunuz.


Yalnız makarnaları azar azar ekleyerek karıştırın yoksa içerikle makarna karışmadan kalıyor.

Sonra da hmmm enfesss diyerek yutuyosunuz :D

Not: Bu pratik bir noodle tarifi.Aslında soğan kavurup,içerisine yeşil-kırmızı biber doğrayıp sonra diğer işlemleri yaparak sosis eklemeden tavuk ekleyerek de yapabilirsiniz, biraz daha uğraştırıcı sadece.Ama o da çok güzel oluyor.
Aşağıda da da benim Newcastle'da Çin mahallesinde yediğim noodledan hazırlanmış, balık pastası,sebze ve karides içeren versiyonunu görüyorsunuz. Böyle göründüğüne bakmayın çok büyük bir porsiyondu (normal porsiyonun 2 misli kadar) sadece yarısını yiyebildim. Tabakta yemek bırakmanın cezası bi yemek parası daha ödemek gibi bir uygulama olduğundan, kalanını da paket yaptırmıştım. Gerçi öyle bi ceza olmasa da yaptıracaktım çünkü enfesdi. Bu arada fiyatı da 7 pounddu yanlış hatırlamıyorsam.


17 Aralık 2010 Cuma

Hadi hep birlikte çocukları sevindirelim, ne dersiniz?



Sevgili Stil direktörü Edacımı okurken bir okulda çocukların oyuncaklara,kitaplara,boyalara vs. ihtiyacı olduğunu öğrendim. Edanın verdiği linklerden örgüçantama tıklayıp yazısını okuyunca "Atölye kedinin" yazısına da ulaşmış oldum. İlk gördüğüm öğretmenler gününde yazılmış bir yazıydı. üzerinde de bir fotoğraf vardı bi kaç selpak paketi ve naylon çiçeklerin olduğu. Genç öğretmene verilen öğretmenler günü hediyeleriymiş meğer. Yaşlar yine duramadı süzüldü gitti valla.

Ben ufak tefek bişiler göndermeyi planlıyorum, sizler de bi bakın derim,en azından çocuklarınızın oynamadığı oyuncakları veya eski kitapları gönderebilirsiniz...ha bi de kendi bloglarınızda duyurup yardım ağını genişletmeye yardımcı olabilirsiniz.

Link;
http://atolye-kedi.blogspot.com/2010/12/mutlu-olalm-ama-hep-beraber.html
http://atolye-kedi.blogspot.com/2010/12/sadece-oyuncak-istiyorum.html
Not: foto netten yani ilgili okulla alakası yok.

16 Aralık 2010 Perşembe

Ya Sonra?

Durun durun bunu ben sormuyorum Özcan Deniz soruyo :D

Bilen bilen ben bayılırım Özcan Deniz'e kim ne derse desin hiç umrumda olmaz...

Bi kere adam başarılı, bakın asmalı konağa, haziran gecesine, aşk yakara, trtdeki iki renk programına, son 10 sene içerisinde yaptığı parçalara, vs. vs. .. kısacası Seviorum ulennn! :P

Deniz Çakır, Barış Falay ve Naz Elmas da (Ezel'deki kerpeten Ali) baş rolleri paylaşıyorlarmış. Aslında Deniz Çakır'dan ziyade Naz Elmas çok yakışırdı bence, romantik bi ifadesi tatlı bi gülüşü var. Çakırsa bi hayli vamp bi havaya sahip. Ama önyargılı olmamak, bi izleyip sona konuşmak lazım...


Hadi bakalım Şubatta izleyelim görelim...

14 Aralık 2010 Salı

2 Günün EL kombini :)

Bu fotoğrafı çekeli 2-3 hafta oluyor sıra ancak gelebildi. Resmin konusu aslında yüzüğüm. Ankara'da Ülkeler fuarından almıştım, gümüş kaplama, taşı da sanırım firuzeydi ama asıl hoş olan üzerinde arapça bişiler yazıo olmasıydı. Gerçi hala bilen birini bulup soramadım ama severek takıyorum, aslında oldukça da büyük.




Severek kullanıyorum. Aaa bi de bununla kombin olsun diye aynı fuardan bir de kolye almıştım aklıma gelmişken onu da ekliyorum.


Aşağıdaki ise düne ait bir fotoğraf. Çalışmaktan sıkılıdığım bir anda telf.la bloga hazırlık olsun diyerek çektim. Ojeler Golden rose'un golden rengi :), yüzük evlilik yüzüğü, saat ise TRENDYOL''dan bir ay kadar önce aldığım Y-LONDON marka saatim. Severek kullanıyorum, çok da uygun bir fiyata almıştım, kargo ücretiyle birlikte 45 TL tutmuştu.Yanlış hatırlmaıyorsam 139 veya 135'den inmişti. TRENDYOL'dan hala bi haberseniz bi bakın derim, üyelik ücretsiz, hergün ünlü markalarda indirimler var,kaçırmayın!!!







13 Aralık 2010 Pazartesi

Penceremdeki Manzara



Dün gece kar yağdığı için, bugün bölümdeki penceremden sağ tarafa baktığımda görünen manzara böyleydi işte.Ben bayıldım tüm kampüs beyaza bürünmüştü ama öğlene doğru çoğu eridi.









Bu foto da aynı görüntünün bi kaç hafta önce çekilmiş hali.Biraz karanlık çıkmış.






Burada da aynı pencereden sola bakınca gördüğüm manzara var. Kar ağaçlara,dallar çok yakışmış...










Bu da yine aynı yerin 1 ay önceki görüntüsü.
Sonbaharda da fena değil yani :)

Ben doğayı seyretmeyi çok seviyorum, mesela bugün karda kampüsde yürümeyi çok şstedim ama yoğunluktan bir türlü fırsat bulup da çıkamadım. Bence zamanı, fırsatı olan herkes böyle yaz,kış, ilkbahar, sonbahar demeden güzel manzaraları değerlendirmeli..hayat kısa...

12 Aralık 2010 Pazar

Nihayet Kar Yağıyor!


Nihayet diyorum çünkü 1 haftadır kar yağmasını bekliyoruz, hayır erciyesin dibinde oturuyoruz ve burdaki ilk kışımız olacak, daha ortada kar yok.
Neyseki bugün 2 gibi başladı yağmaya. Bu foto da bizim evin önü, yağışın başladığı ilk anlardan. Bir ara arttı ama şimdi yine cılız cılız yağıyor.
Ben de cama nazır kanepeme kuruldum bi elimde capuccinom bi elimde pc hem çeviri yapıyorum hem de arada bi yağan karı izliyorum.
PERFECTO!!!

11 Aralık 2010 Cumartesi

Kırmızının Gücü


Kış geldi, ee yılbaşı da yaklaşıyor dolayısıyla kırmzılar raflardaki yerini çoktan almaya başmış bile...


Peki sizler bu sezon için kırmızı bişiler aldınız mı,eğer hala almadıysanız resimdekiler sanırım fikir verebilir.

Mesela mankenin üzerindeki kırmızı cekete bayıldım ben, kırmızı elbise de güzel ama oldukça iddialı.







Burdaki jile tarzı kırmızı elbise ise gündelik kullanıma daha uygun gibi.

Yüksek topuklu kırmızı bootyde hiç fena diil hani.








Kırmızı kıyafetleri, kırmızı aksesuarları kullanınca bütünlük sağlamak amacıyla makyajda da kırmızı bir ruj kullanılabilir yada kırmızı bir oje. Veya siyah giyip yine kırmızılar kullanarak makyajımızla kendimizi şık ve gösterişli bir halde gideceğimiz yer için hazırlayabiliriz. Seçim sizlerin,kırmızı tüm kadınlara yakışır diye düşünüyorum ;)

Ps. Tüm fotolar ELELE dergisinin son sayısından alınmıştır. Bence dergiden bir tane de sizler alın makyajdan, giyime, bakıma, zayıflamaya dair bir dolu güzel içeriğe sahip.

Şık Botlar



Bu fotoğrafı Elele'nin son sayısında Hotiç'in reklamından çektim.

Çünkü hem kahvenin tonu, hem yılan derisi havası vermesi hem de botların boğaz kısmındaki hareket ve çantanın kibarlığına bayıldım...

Gidip bi bakmak lazım hmm...

Sıkıldım, Özledim :/

İçimdeki sıkıntı ara ara birikip hortluyor, ne sıkıntısı diceksiniz hemen söliyim "ailemden uzakta yaşama" sıkıntısı bu, ankaradan uzakta yaşama sıkıntısı... Hava kapalı bulutlar ha söktü ha sökecek damlalarını, tıpkı ben gibi yaş gözümde hazır...işte bugün böyle hissediyorum kendimi...

Ankarayı çok özlyorum, caddeleri,sokakları,ışıkları, mahalleyi, kızılayı,bahçeliyi...yalnız başıma sokaklarda dolaşmayı,vitrinlere baktıktan sonra güzel bir cafede oturup kahvemi yudumlamayı...
Karlı yollarda Tunalıdan aşağı doğru inerken Olgunlara, dost kitapevine, zaraya uğramayı, kök çarşısının yukarısında kafeteryalarda oturup çay simit keyfi yapmayı özlüyorum...
Güven parktan geçip, çiçekçilerden çiçek alıp,üst geçitten karşıya geçmeyi hatta durakta beklemeyi, beklerken eski arkadaşlarımla karşılaşmayı.. özlüyorum....

Kış günü iş çıkışı fakültenin karşısındaki kebapçıda ama dışarıda sobaların yanında dostlarla sohbet edip beyti yemeyi üzerine künefe ve çay içmeyi özlüyorum...

Haftasonları ailemle kahvaltı yapmayı,kardeşimle didişmeyi özlüyorum...
Kürsüde haftasonu çay demleyip testlerle çalışmayı özlüyorum...

Yağmurlu bir günde Sakaryada bir barda takılmayı özlüyorum...

Bir yaz günü okul çıkışı mülkiyelilere kızkıza gidip dedikodu eşliğinde yemek yemeyi özlüyorum..

Cuma akşamları Kümes restoranda canlı müzik keyfi yapmayı özlüyorum...
Fototerapi için haftada üç kez Gazi Üni.ye gitmeyi, çıkışta baçeli girişindeki Livada yada fakülte karşısındaki Seyir de tatlı yemeyi özlüyorum...

Yılbaşı yaklaşırken alışveriş merkezlerini ve tabiki kızılayı, karanfili gezmeyi,ufak tefek hediyeler almayı özlüyorum..

Hatta aylarca arayıp sormayıp ankaraya gidince "ayyy seni çok özledim" diyen, ordayken de görüşmek için bi kere bile aramayan bi dahaki karşılaşmada gitmek üzereyken" ay bi gün de bize gelin" diye yalandan konuşan riyakar arkadaşlarımı bile özlüyorum...

En çok da dediğim gibi sokakları özlüyorum, gece sokak lambalarının ışığında yağan karı izlemeyi özlüyorum....

Özlüyorum işte,bu liste uzar gider böyle....

Ps. Yukarıdaki foto kızılayda çekilmişti, son bayramda.
Ps. konuyla alakası yok ama dünkü Tiramisudan bi dilimi sizler için eklemek istedim :)



10 Aralık 2010 Cuma

Şimdi de çakma TİRAMİSU :)

"Yaşasın kış geldiii" diye söze başlamak istiyorum, kar yağışını öle çok özledikki 4 gözle bekliyorduk. Bence yılbaşına yakın mutlaka yağmalı, hatta yılbaşı gecesi de lapa lapa devam etmeli...

Kış geldi havalar çook soğudu, iş dönüşü şölee kahveli kahveli bi pasta olsa yanında da sıcak sıcak cappucinolar olsa da yumulsak diye geçirdik içimizden ama o yorgunluğun üstüne inanın hiç uğraşmak istemedim ve işin kolayına kaçarak çakma tiramisu yapmaya karar verdim.

Kedi dili,süt ve vaniyalı puding işimi gördü :)

Yarım bardak sıcak suya 2 kaşık süt, 1 kaşık nescafe, 1 kaşık toz şeker ekleyip karıştırarak şurubunu hazırladım. Kedi dillerini tek kat dizdikten sonra bu şuruptan üzerlerine döktüm, hemen yumuşadılar. (kaşık: yemek kaşığı).









Vanilyalı pudingi 3 bardak yerine 2 bardak sütle yaptım ki koyu olsun. Sonra pudingi kedi dillerinin üzerine sürdüm. İkinci kat kedi dillerini dizip tekrar nescafeli şurupla ıslattım ve üzerini pudingle kapattım.

(aslında eskiden hazır tavuk göğsü alıp pişirir içiner de labne ekler,mikserler kullanırdım ama bugün dediğim gibi uğraşasım gelmedi)

Kakaoyu da süzgece dökerek pastanın üzerine serptim.

Tadına akşam eşim gelince dizi keyfi eşliğinde bakacağız, dilimler sizlere de sunarım dostlar, yada sizler de üşenmeden hemen yapın aynı saatlerde ne kadar uzakta olsak da birlikte tüketelim :)

Herkese keyifli bir cuma akşamı diliyorum...

5 Aralık 2010 Pazar

Christmas Carol :)


Bu hafta sonu hafta içinin tam aksine bi hayli sakin geçti.

Eşim KPDS sınavına girmek için dün Ankaraya gidince evde yalnız kaldım. Vee 2 günümü tamamen yatışa ayırdım.

Haftaiçi 3 günlük bir konferans programı vardı. İlk gün ben konuşmacıydım.Son gün de uygulamadaydım. İngiltere,Almanya ve İsviçreden ekip gelmişti. Aslında güzel geçti ama çok yoğundu. Özellikle 2. gün akşam 9 da bitti toplantılar. Ve akabinde hastalandım, nasıl bir bademcik ağrısıdır anlatamam.Neyse bu nedenle Ankaraya gitmek yerine evde dinlenmeyi tercih ettim. Aralık ayına girdiğimizi de anca bugün farkettim ve cristmas duygularım harekete geçti. Pcyi LCD ye bağlayıp 107 ekranda "Christmas Carol (Yeni yıl şarkısı)" filmini izledim. Çok önceden çizgifilmini izlemiş ve yıllarca unutamamıştım. Ebeneizer Scrooge adında huysuz, cimri bir adamın noel hikayesi. Eminim çoğunuz biliyorsunuzdur, ama bilen bilmeyen yine de izlesin derim,ben çok beğendim.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Sezon trendlerinden seçmeler



Trençkotlar her sonbahatda olduğu gibi bu sonbaharda modaydı. Ama bu sene krem kahve tonları ağırlıkta sanki.
Ben de sezona uyup üst grubundan biri simli yelek diğeri ince,uzun hırka olmak üzere kahvererengi iki parça aldım.
Ha bi de 5 nolu eteğin kumaşından ama simlisinden bi pantolon aldım.











Vala şimdi sırada yanda gördüğünüz kahverengi çizmeden var. Bi süredir bakıyorum ama nedense hiç biri içime sinmiyor.













Bakın burdaki kahverengi çizme de gayet güzel. Bu sezon da askeri temaların ön planda olduğu giysiler,aksesuvarlar mevcut.

Bu resimleri HaberTürk gazetesinin Cumartesileri yayınladığı alışveriş ekinden sizler için alıp ekledim.
Umarım az çok fikir vermiştir...
Hadi iyi alışverişler :)

27 Kasım 2010 Cumartesi

İçli Köfte 2. deneme,Başarılı!

Selamlar, bayram dönüşü nihayet bir kez daha fırsat bulabiliyorum yazmak için.
Geçenlerde içli köfte denememizden bahsetmiştim. Dayanamayıp ikinci denememizi de gerçekleştirdik. Bu sefer daha güzel oldu, çünkü ben hiç elleşmedim de şekilleri bişeye benzedi böylece :) Tarifi daha önce yazmıştım.
Evettt Cevizli kıymalı içi bulgurdan harcımıza koyuyoruz.






İçi koyup yuvarlak köfte şeklini veriyoruz. Bizimkiler baya bi iri oldu "adam doyuran cinsten" diorum ben :)

Sonra bi tencere kaynar suya atıyoruz toplarımızı. 10-15 dk haşlıyoruz. Geçen sefer kızartmıştık.









Haşlananları tabağa alıyoruz. MMMMmmm vala dumanı üzerinde daha..



Sonra da yanında turşu ve yoğurtla yutuyoruz.
Not: Bizimkilerin duvarı biraz kalın oldu siz ince yapın canlar,daha makbildir ;)