31 Ağustos 2009 Pazartesi

Nihayet Geldim!!!




Herkese selamlar nihayet bloguma giriş yapabildim. Ya bu internet ne elzem şey olmuş hayatımızda, meğer onsuz bi yanımız eksikmiş cık cık cık...

Neyse uzatmayayım sizlere yeni evimden bildiriyorum, her nekadar evden eve naklıyatla anlaşsak da işin çoğu yıne bize kalıomuş taşınınca anladım. Bi de kimse gelemedi bizle karı koca düştük yollara.... aslında çok zor oldu benim için daha önce ailemden ayrılmamıştım hiç.. ya işte bi karar alıosun ve kararın iyi bişey de olsa bi bedeli oluo.

İnş. bu bedele değer yaptığım bu seçim. Ama çok zorlandım hem fiziksel hem de ruhsal olarak. Dokunsan ağlayacak bi modda geziodum evin içinde son 3-4 gündür. Hatta alışveriş merkeizne gidioruz orda ankamall gelıo aklıma markete girioruz mesela bezelye alıcaz ühüüü carfurda bu şu kadardı yaa canım carfurum ühüüüü. ne olsa bahane tabi yaş gözümde hazır bunlarla bile agladım. neyseki yanımda canım kocacım vardı ben aglarken başlıodu taklıdımı yapmaya "vah vah vah tuh tuh tuhh optimuuumm olsaydııııı hele bide mangovvv ühüüü"" die dalgaya alınca beni bi yandan gülüorum bi yandan yaşlar süzülüo tutamıorum. Ama iyiki var, iyiki yanımda...

Neysekı yenı evimiz güzel sıcak bi havası var devasa balkonları var, apartmnın girişinde şık bi cafe var ve gece 12-1'e kadar cıvıl cıvıl ortalık..

Bugun yenı işime de başladım, o da ayrı bi buruk oldu, güzel bi ortam falan ama ben kendi kürsümdeki arkadaslarımı özledim bile pofff. Yaww bu blog hüzün blogu olmıcaktı ama aburcubur bloguydu bu, evet evet blogun misyonunu bozmayayım en iyisi ve iyiki internet var diyerek bitireyım bu yazıyı.

İyiki internet var kamera var da bizimkilerle görüşebilioruz. Ve iyiki var ki takiplediğim bloglara tekrar kavuşabildim :))





24 Ağustos 2009 Pazartesi

DIY'ler bana bakıo ben onlara :((




Takiplediğim bloglara baktıkça hevesleniyorum bi kaç malzeme alsam da DIYlerin bazılarından yapsam diye. Ama o kadar yoğunum ki malesef şimdilik ciğerci kedisi gibi camdan bakmakla yetiniyorum :((

Yoğunum çünkü hem üzerinde çalıştığım ve ağust. sonuna dek bitirmek zorunda olduğum 2 dosyanın sadece 1'ini bitirebildim ve bu hafta aslında perş. günü taşınıyorummm ve her yer kutu doldu daha hala kutulanacak eşyalr var. Gerçi evden eve nakliyat şirketiyle anlaştık ama yine de içime sinmio illaki düzenli olacak.

Şu yükselen burcum başak fena yoruo beni bazen ,yoksa ben ateş grubundan olan koç burcu mensubuyum ki ters bu titizlik düzen mevzuları, sabırsız aceleci fevri koça mükemmelliyetçi titiz ayrıntıcı başak baya bi iş çıkartıo anlıcanız :)))

Bu arada "hersheyler" hediye yapmış okuyucularına ben katıldım çekilişe hediyeler çok güzel bi bakın derim ama katılmayın ya !!

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Yeni oje ve rujlarımmmm



Clarie'S e uzun zamandır gitmemiştim, bugün bi de baktım ki acaip indirim var %50'ler %75'ler havada uçuşuyor resmen. Hesionka'nın blogunda cup cake şekilli parlatıcıları gördüğümde bayılmıştım ve hemen almalıyım dedim mağazaya girdiğimde.


Fakat daha onları göremeden resimde görmüş olduğunuz rujlara gözüm takıldı. Bunların tanesi 7500 TL ama bi alana bi bedeva!!!!!!! Ucuzun da ucuzu yan anlayacağınız. Hemen renk seçmeye koyuldum tabi. Bende parlak pembe hastalığı var eve baksanız rujlarımın çoğu parlak pembedir, ama yine kendimi tutamayıp aldım bi tane. İyi ki de almışım çünkü rengine bayıldım acaip hafif duruyor parlak, biraz simli ve canlı pembe fuşya gibi.


Makinemin hala pili olmadığı için ancak 1 foto çekebildim ama ilk fırsatta yenılerini çekicem. Sağdaki fuşya olan no. 18 , soldaki bakırımsı bi renk aslında pek sevmem ama üni. yıllarımda buna yakın bi renk rujum vardı ve çok kullanmıştım, tabi anısı da çoktur :) İŞte bu onu andırıo diye aldım, fotodaki kadar bakır değil ama bordoya yakın bir renk hoş bi havası var, no. 09. tavsiye ederim özellikle bronz tenle süpper durur.

Oje ise Golden rose no. 24. O da acaip tatlı bir renk, bir gün sürüp çekicem fotosunu. Yaz için cıvıl cıvıl bir renk.

Bu aralar çok dudaklarım çatlıyor, fazlaca seyahat edip, klima altında çok kaldım, bi de dağa çıkıp bi hayli rüzgar yedim üzerinede stres eklenince hemen boğazım şişti, dudaklarım çatladı ve kurudu, sanki kışın ortasında kalmışım gibi bi görüntü oldu.



Acilen bir dudak nemlendiricisi almalıyım derken niveanın lip glossunda karar kılmıştım Pino Cosmetic'e girip istedim ve her zamanki gibi satıcının ustalığıyla istediğim şeyden vazgeçip yaklaşık 4 katı fiyatında olan yanda resmini gördüğünüz Innnova colagen boosting lipcare'i aldım.

Gerçi bu sefer gıcık olmadım satıcıya çünkü genelde istediğin şeyın daha pahalısıyla karşına geçip bi ton dil dökerler ve seni o ürünü almaya mecbur bırakırlar sende ısrara dayanamayıp nan nalet olsun alıyım da çıkıyım canımı kurtarayım şurdan dersin ve alırsın :///

Ama bu sefer ürünü beğendim gercekten ve kadının fazlaca dil dökmesine gerek kalmadı sadece denetmeis yeterli oldu. Çünkü sürdükten 1-2 dk sonra dudaklarımdaki gerginlik, acı geçiverdi ve rahatlattı. %20'de indirim varmış 17.500 TL'e aldım gitti :)) Dudakları da dolgunlaştırıomuş ayrıca kızlara duyurulur buradan!!!

17 Ağustos 2009 Pazartesi

eski ve yeni saçım



İşte sizlere saçlarımın son hali. Ama ben bu halinden pek de memnun değilim doğrusu kızılımsı görüntü yaz ruhuna uymuo sanki o yuzden kahve üzerine sarı balyaj düşüncesi hala hakim ben de ama karar veremedim. Önce sizlerle paylaşmak istedim.



Bu yandaki fotoda röfleli halimi görüyorsunuz. Aslında bu eski fotolara bakınca kafam karıştı acaba tekrar röflemi yaptırsam hiç de fena durmuyormuş.

Kazara bu bloga düşen biri dicekki kızın derdi yok saçım öle mi böle mi olsa die yazmış, cık cık cık :P
Diil üstadım diil sabahtan beri çalışıorum aslında çok sıkıldım bloga bi şeyler yazıp oyalanmak istedim asıl niyetim yeni aldığım ama tam olarak nerede giyeceğimi bilemediğim ayakkabımın fotosunu çekip koymaktı lakin makinenin pili bitti fosss...
Neyse inş. bi ara halledeceğim :))



16 Ağustos 2009 Pazar

FİLM VE ŞANS :P




Bu görmüş olduğunuz araç Türkiye'nin ilk yerli arabası olan DEVRİM ve adı da TECRÜBE.
Nerden çıktı şmdi bu diyeceksiniz anlatayım.
Bu aralar malum tv de bir şey olmuyor kış sezonu boyunca yayınladıkları dizileri ıstıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Özellikle de cennet mahallesi, o kanalı ne zaman açsam aynı diziyle karşılaşıyorum sabah akaşam öğlen hiç farketmiyor sankı 24 saat onu yayınlıyorlar. Bi de başka bi kanalda yayınlanan selena var, o da aynı her saat mevcut. Yanı ben bu ikisini de sevmem ama bu denli yayınlanınca da insanda mide bulantısı yapıyor yetkililerin bunu bi zahmet biliyor olması lazım.

Neyse efenim tvde bişey olmamasından mütevellit ben de bu aralar dvd/vcd'ye verdim kendimi. Gerçi daha yeni başladım denebilir çünkü ancak boş vakit bulabildim. Bu aralar ay sonuna yetiştirmek zorunda olduğum 2 dosya üzerinde calışıyorum ama arada kaytarmak benim de hakkım!

Ne diyordum dvd, işte lk olarak uzun zamandır izlemek istediğim "DEVRİM ARABALARI" filmini izledim ve bayıldım, bi çok kısmını ki gözüm iki çeşme izledim ucundan da olsa kendime bi paye çıkardım ve daha da hüzünlenerek izledim :( Konusu ve oyuncu kadrosuyla son derece kaliteli bir film. Bir grup mühendisin imkansızlıklara karşı inançla ve şevkle çalışmalarını konu alıyor. Filmde diyordu ki: ....'de Hiç bir başarı cezasız kalmaz" sanırım bu hala böle. Başarıya ulaşmak için attığın adımların bir çoğunda çelmelerle karşılaşıyorsun ve zafere vardığında tam anlamıyla gülemiyorsun çünkü mutlaka bi kaç ikiyüzlünün ikinci yüzüyle gözgöze geliyorsun. yazık... Uzatmayayım izlemeyeniniz varsa şiddettle öneriyorum. Bu film de adının düşündürdüğü bir siyasi durum yok tamamiyle sanayi devrimiyle alakalı bir film. Daha fazla ayrıntı vermeyeceğm üzgünüm :)))

Bu gece de daha önce hiç duymadığım bir film izledim "GİRDAP" başlarda fason bir film olduğunu düşünmüştüm ama sonrasında begendim. Başka bir şehirden İstanbula okumaya gelen bir gencin hikayesi. Günümüz Türkiyesi için oldukça önemli bir konuyu işlemiş. Tavsiye edilir efenim..

Neden ikisi de Türk filmi derseniz Türk sinemasınna şans verilmesi gerektiğne inananlardanım. Aslında benim bu görüşümün özü şudur "yeni olan her şeye bir şans verilmeli" mesela yerli firma üretimi bir gysi veya bir kraker, kek, ayakkabı vs vs. bu film de olabilir. Bence çalışan ve kendine inanan herkese en az bir kez şans verilmeli...

Öyleyse herkese iyi şanslar!!!

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Saç rengimm??


Saçlarımı boyatmak istiyorum ama gel gör ki karar veremiyorum. Uzun bir süredir koyu kahve üzerine 6-7 yere sarı balyaj attırasım var. Sac kesimim Victoria beckham gibi. Ama şu sarı balyaj mevzuu beni geriyor ya çiğ çiğ durursa ya "sarı balyajlıyım amma kronun alasıyım " imajı oluşturursa die ödüm kopuo. uzun bir süredir patlıcan moru ışıltılı koyu bir renkti sıkıldım ondan önce röfleliydi. Nişanımda gölgeliydi düğünümünde de çok hoş bir kızıldı (şarap rengine koyu pempe karıştırmışlardı aşk kızılı mı ne diolardı hatırlayamadım)Ama kızılla uğraşmak zor akıyor akıyor, dipler çıkınca çok kötü görünüyor hatta bence sarı boyalı sacta siyah diplerin çıkmasından bile daha kötü görünüyor. Her neyse daha gecen ay da çikolata kahveye boyattım ama o da kızılımsılık taşıo gibi. Sevmedim. Velhasılı kelam ara renk sevmem keskin şeylerden hoşlanırım kumral da yaptırasım yok koyu kahve üzerine az sayıda sarı balyaj ii galiba?!?
Sanırım bir süre daha düşüneceğim :)))
Bu arada Victoria'nın tarzını severim o yuzden bu fotoyuda eklemek istedim..


14 Ağustos 2009 Cuma

Kutlama-Basit tramisu


Merabalar, bugun güzel bi gündü benim için ve ufak çaplı bi kutlama oldu.

Malesef fotograf makinemi unuttuğum için buraya koyamadım.

Ve düşündüm taşındım faydalı ve abur cubur bi blok amacı güttüğümden sizlere kutlamaya yakışır bir tiramisu tarifi vermeye karar kıldım :))

Hani şu heryerde tarifi olan çakma tiramisular var ya hazır kekden yapılanlar. İŞte benimkisi de çakmanın da çakması!! ama güzel oluo vala hapur hupur gidio. İŞte tarifi:

Malzemeler;

1 adet hazır kek kakaolusundan

1 adet cafe crown üçü bi arada (fındıklısı cüzel oluo isteyen vanilyalı veya sade alsın)

1 tatlı kaşığı normal nescafe

1 paket hazır tavuk göğsü (markayı hatırlayamadım ama ya dr eutker ya da bizim di)

Kakao

Yapımı;

Su kaynatılıp bi su bardağına alınır içerisine üçü birarada ve nescafe konur tadını istediğiniz gibi şekerle ayarlayabilirsiniz ama sert kahve tadı spesifiktir bu pasta için.Bununla pastanın alt keki iyice ıslatılır (yarısı veya ıslak sevenler için daha fazlası)

1 paket hazıır tavuk göğsü üzerinde yazandan daha az bir sütle kıvamı yoğun olması için pişirilir.

Yarısı kekin üzerine sürülür. Damla çukulata varsa konur. (hatta ben muz koyuyorum ama tiramisu ile muz ne alaka diyenler olabilir ama napiim sevorum)

Kekin üzeride nescafeli su ile ıslatılıp kapatılır ve tavuk gögsü sürülerek pastanın her yerine yayılır. Biraz soğuyunca süzgeç alınarak kakao üzerine serpilir. Bir gece dolapta bekletirlir sona hapur hupur yenir :)) Of canım istedi ya. Ve soranlara bildiğin labneli tiramisu bu denir asla tavuk göğsü gerçeği duyurulmaz!

ps. Sakın labne koymayı denemeyın ki ben denedim tavuk göğsüne koyup da mikserleyınce o koyu kıvamlı krema oluo sana milk şeyk :))


ps2. Foto tarifbizden.com'dan alınmıştır.


13 Ağustos 2009 Perşembe

MUTLU YAŞLARA CANAN


Bugün canım kardeşimin doğum günüsü, elbette gidip kutlayacağım ama buradan da ufak çaplı bir sürpriz hazırlamak istedim.

Caniiiicimmm Seniiii Çokkk Seviyorummm!!!

İyiki Doğdun, İyiki varsın, İyiki kardeşimsin!!!

Nice yaşlara birlikte girip bastonla sahil yürüyüşü yapacağımız günleri (zayıflamak için :)) görmek dileğiyle çoook öpüyorum!!!

Pastaların hepsi senin :))))


HAPPYY BIRTHDAY TO YOU!!!!!!!!!!!!!!!!!!

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Vazgeçilmez Topuklularrr


İlk yazıma ayakkabılarla başlamak istedim çünkü çeşit çeşit ayakkabılar benim vazgeçilmezim, bi de çantalar ha bi de takılar...:)
Bu yaz sanıyorum topuklu ayakkabılar oldukça moda oldu.Özellikle de yüksek ince topuklu ve büyük tokalılar bir hayli revaçta. Benim gibi şatafatlı şeyleri sevenler sanıyorum bu modellere bayılacaklar. Bana sorarsanız benim favorim saks mavisi olan, bilekten bağlı ve büyük çiçeğiyle son derece feminen ve zarif olduğu kanısındayım. Ayrıca kırmızı topuğuyla da ben farklıyım havası yaratmış ha ne dersiniz?

SELAMLAR

Herkese merhaba bloğumu bugün açtım. Henüz çok amatörüm.
DIY projeleri takiplerken ben de bi blog açsam hiç fena olmayacak dedim.
Ama çok yoğunum pek DIY proje yapamıcam muhtemelen.
Biraz abur cubur bi blog olacak bu. Hafif içerikli, bol renkli, hüzün keder barındırmayan (inş. tabe). Arada bi yaptığım kekleri pastaları, yemekleri (duyanda rutin yemek yapan biri sanacak ama yok bebişim cümlenin başına bakacak olursan arada bir diyor!), yeni aldığım kıyafetleri ve yaptığım kombinleri, beğendiğim tasarımları fotolayıp sizlerle paylaşmayı planlıyorum. Ha arada bir felsefik şeyler (eleştiri, dedikodu, itiraz, isyan, vb.-- şaka şaka) de yazabilirim ayrı..

Şimdilik bu kadar, hoşçakalın
:)